Geçtiğimiz günlerde, Mudanya Artvinliler Derneği’nin bir etkinliği için Başkan İbrahim Turan’dan davet aldığımda önce konusuna baktım.
Zeytin tarımı ile ilgili olunca gitmemek olmaz. Dernek Lokali’nin bir bölümünde zeytin ve yağ üreticileri ile Bursa Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Kader Çetin’i buluşturmuştu Başkan.
Üreticiler, şişeler içinde yağlarını getirmişlerdi. Hem tadım yapacaklar, hem de üretmiş oldukları yağların kalitesini belirleyeceklerdi. Diğer yanda, akademisyenin getirmiş olduğu bozuk yağlar ile karşılaştırma yapacaklardı.
Kadir Bey, önce yağların nasıl üretilmesi gerektiğini anlattı.
Zeytinler 25-26 derecede sıkılmalı ancak sıkma derecesi 30’u geçmemeliydi. Isı arttıkça yağ kalitesi düşüyordu. Bu dereceler arasında sıkılan zeytinlerden, iyi ve kaliteli yağ çıkıyordu.
Diğer yandan, saklama koşulları da önemliydi. Yağlar, koyu renkli cam şişelerde saklanmalı ve şişeler içinde uzun zaman hava kalmamalıydı. Şişe içinde uzun zaman kalan hava, giderek yağın bozulmasına neden oluyordu.
En iyisi, bir kaç günde bitirilebilecek şişelerde ve ışık almayan, sıcak olmayan bir ortamda muhafaza etmekti. Hatta buzdolabına da konabilir diyordu.
Zeytinlik toprağının kirletilmemiş olması, uygun budama da önemliydi.
Yaklaşık 30 dakika süren bir bilgilendirmeden sonra uygun sıkılmamış, saklanmamış, hava ve ışık nedeniyle bozulmuş örnek yağ şişelerinden, katılımcılara koku ve tat olarak denemeleri istendi.
Öyle ki bu bozuk yağların hem kokuları, hem de tatları çok kötüydü.
Daha sonra sıra, işin en önemli tarafına geldi. Üreticiler getirdikleri örnek yağların tadımı ve çıkacak sonucu merakla bekliyorlardı.
Önce, Öğretim Üyesi Kader Bey tadım konusunda bilgi verdi. Yağı hafif çalkalayarak kokladı bir süre. Sonra, örnek yağdan ağzına bir yudum yağ alarak genzine doğru yaklaştırıp ağızdan derin bir nefes çekti. Sonra da yuttu.
Böylelikle hem yağın yakıcılığını, hem de tadını almış oluyordu. Her ayrı yağ tadım arasında bir parça elma yiyerek, tadım arasında ağız tadını normale çevirmek gerekiyordu.
Yağda, zeytin tadı ve kokusu hissedilmeliydi. Asit derecesi de boğazdaki yakıcılıktan anlaşılabiliyordu.
Sonuç mu? Mükemmel! Bilim insanının yorumunu aynen alta yazıyorum.
“Mudanya, Gemlik tipi zeytinyağının iyi olduğu biliyordum. Ancak bu derece iyi olacağını düşünmemiştim.”
Mudanya’da bir ilk olan bu tadım için, bu olanağı sağlayan başta Dernek Başkanı İbrahim Turan ve arkadaşlarına, üreticiler aynı anda teşekkür etme yarışına girdiler. Yıllardır ürettikleri zeytinyağının, üstün kalitede olduğunu onaylatmanın sevincini tadıyorlardı.
Başkan’ın bu onamayı rapor haline getirterek, dernek binasının en belirgin yerine asmasında fayda var bence.
Oradaki bilgi alışverişi ve etkinlik sona erdikten sonra, aile işletmesi olarak zeytinyağı satışı yapan tanıdığımız bir üretici, şişelediği yağları alıcılara göndermede “kırılma” sorunu yaşadığından söz edince, ben de ona sağlıklı ambalaj yapma konusunda, deneyimlerime dayanarak biraz bilgi aktardım. Umarım işine yaramıştır.
İlçemiz civarında yapılan tarımda, ilk sırayı alan zeytincilik konusunda akademik bilgi ve deneyimlerin üreticiye aktarılması hem bilinçli üretim yapabilme, hem de kaliteli ürünlerin hasadı ve işlenmesi açısından çok önemli. Devamında fayda var.
Böylelikte kalite, tanıtım, ambalaj ve satış konusunda üretici bilinçli bir davranış sergileyerek, kazancını artıracaktır.
BİLMECE GİBİ…
Kumyaka Caddesi No 4 karşısında yaklaşık 10 metreye bir metre ebadında bozuk bir kaldırım var. Oranın dışında her yer çok güzel döşenmiş, sadece kaldırımın bu parçası çamur, toprak kalmış.
Vatandaşlar ilçe belediyesine başvuruyor yıllardır yapılması için, “Burası Büyükşehir’in” diyorlar. Büyükşehir Belediyesi’ne başvurunca da “Bize ait değil” diyorlar.
Bir çok kez bu şekilde dolaştıktan sonra Karayolları’na ait olduğu ortaya çıkıyor. Şaşırdınız değil mi? Evet onlara aitmiş. Şehrin içinde Karayolları’na ait bir bozuk kaldırım?
Vatandaşlar, 10 metrekare kaldırım için yıllardır sıkıntı çekiyor.
Yakın zamanda hemen yandaki yolda asfaltlama ve kaldırım çalışması yapan Mudanya Belediyesi bu kaldırım parçasını da yapsaydı ne olurdu? Ya da ana cadde kaldırımlarını yapmaktan sorumlu Büyükşehir Belediyesi bu az zaman ve malzeme gerektiren işi yapsa ne olurdu?
Artık vatandaşı top gibi oradan oraya dolaştırmadan bir çözüm üretin lütfen!