Geçtiğimiz hafta yapılan 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinden önce “Kim ne derse desin söz milletin” başlığı altında bir makalemi yayınlamıştım.

O gün, 64 milyon 190 bin 651 seçmenin olduğu ülkemizde, 55 milyon 762 bin 65’i sandık başına giderek vatandaşlık görevini yerine getirdi.

8 milyon 428 bin 586 seçmen ise farklı nedenlerden dolayı sandığa giderek demokratik oy kullanma hakkını yerine getiremedi!

14 Mayıs akşamında sonuçlar açıklanmaya başladığında Recep Tayyip Erdoğan’ın oy oranı yüzde 60’lardan başladı.

Oy sandıkları açıldıkça daha reel sonuçlar karşımıza çıkmaya başladı. Millet İttifakı adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzde 37’lerle başlayan oy oranı gittikçe artmaya, Erdoğan’ın oyları ise düşmeye başladı.

Gece yarısı olmadan oy oranları netleşti. Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49,5, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44,9 ve Sinan Oğan ise yüzde 5,2 oy alarak sıralamayı oluşturdular.

Anadolu Ajansı ve Anka haber ajanslarından alınan veriler sonucunda yapılan anketlerin ve beklentinin tam tersi bir sonuç çıktı karşımıza.

Parlamentoda ittifakların kazanmış olduğu milletvekilleri oranına bakarsak eğer; Cumhur İttifakı 322, Millet İttifakı 213, Emek ve Özgürlükler İttifakı ise 65 Milletvekili elde ederek, milleti temsil hakkı kazandılar.

Cumhurbaşkanı adaylarının yüzde 50+1 oranını aşamamasından dolayı, seçimler en çok oy alan Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu arasında 28 Mayıs Pazar günü kim fazla oy alırsa, kazanacağı 2. Tur seçimlerine kaldı.

Genel durum böyle iken birçok vatandaşı hayal kırıklığına uğratan sonuçlar Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden yani deprem bölgesi illerinden geldi. Yüzde 60 ile yüzde 72 arasında Recep Tayyip Erdoğan lehinde oy çıkmasına, o illerde yaşayan vatandaşlar bile inanamamışlardır, herhalde!

Depremin üzerinden 100 gün geçmesi ve yaşananların hafızalarımızdan silinmemişken, burada yaşayan halk;

İmar barışından kaçak ve kurallara uygun yapılmayan evlerin affedilmesi ile binlerce insanının hayatını kaybettiğini unutuvermiş!

Deprem sonrasında yardımların ancak 3. gün gelmeye başladığını, Kızılay’ın depremzedelere vermekle mükellef olduğu çadırların satıldığını, yiyeceklerin ve giysilerin yağmalandığını unutuvermiş!

Deprem bölgesinde evleri yıkılan vatandaşların evlerini yaparak “Ücretsiz teslim edeceğim” diyen Kılıçdaroğlu’nun vaadini önemsememişler, bu vaadi unutuvermişler!

Aylardır et alıp yiyemeyen, mutfağındaki tenceresini kaynatamayan kadınlarımız bu hayat pahalılığının nedenini unutuvermiş!

Z kuşağı olarak tabir ettiğimiz ve ilk kez oylarını kullanan 4,5 milyon gencimiz ülkemizi neden terk etmek istediklerini unutuvermiş!

Yıllardır EYT mağduru olan vatandaşlarımız, sürekli söz verilmesine rağmen 7 aydır EYT emekli maaşlarının neden bağlanmadığı birden bire unutuvermişler!

AK Parti’nin, Hizbullah’ın temsilcisi olan Hüda-Par ile ittifak yaparak 4 temsilcisini Meclis’e soktuğunu bu seçmen unutuvermiş.

Çiftçinin, köylünün tarım ve hayvancılıkta yaşamış oldukları zorlukları iktidarın çözmediği ve köyleri mahalleye çevirerek köyleri boşaltması sonucunda tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan vatandaşlarımızın yüzde 7’lere neden düştüğünü unutuvermişler.

Peki tek sorun vatandaşlarımız mı? Tabi ki değil!

Recep Tayyip Erdoğan’ın 21 yıldır devletin ve iktidarın gücünü arkasına alarak, göze ve gönüllere dokunan vaatler vermesi daha doyurucu oldu.

Yani yerli elektrikli araba TOGG’un yapılmasını, Bayraktar’ın ürettiği İHA ve SİHA’ları, Milli Muharip uçaklarını, SİHA gemisini, Tank, füze, uzaya gönderilen uydu ve Karadeniz’de doğal gaz bulunmasının reklamlarını iyi yönettiler.

Teknoloji fuarlarında savaş araç ve gereçlerini halkla buluşturdular. Vatandaşları onurlandırdılar, gururlandırdılar.

Rakiplerine hakaret ettiler, yalan söylediler, iftira attılar, tehdit ettiler. Yani kazanmak için her şeyi yaptılar. Böylelikle 1/0 önde olmayı bildiler.

Muhalefet parti adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise 2 yıldır vatandaşın sorunlarını çözücü projeler üretti. Gençlere, emeklilere, çalışanlara umut oldu. Vermiş olduğu vaatleri iktidar kendi vaatleriymiş gibi sahiplendi ve kendileri hayata geçirdi.

Millet İttifakı vermiş olduğu vaatleri ve projeleri halka iyi anlatamadı. Seçmenlerini ikna edemediler. Altyapı ve donanım olarak vatandaşın gönlüne giremediler.

Ama her iki taraf için de mücadele bitmedi. İkinci aşamada oy kullanamayan 8 milyon 428 bin 586 seçmenin oyunu kullanması ve 1 milyon 363 bin oyun geçersiz olması üzerinde adaylar çalışmalarını ciddiyetle devam ettirme gayreti içindeler.

Küskünlerin, dargınların sorunlarının giderilmesi doğrultusunda doyurucu çalışmaların yapılması ile seçmenlerin umutlarının yeniden yeşereceği bir döneme gireceğiz.

Ata İttifakı seçmeninin kararı, ülkenin geleceği için çok önemli bir konuma gelmiştir. Seçmeninin tarafını belirleyeceği bu turda ‘at başı’ giden bu yarışı bakalım ipi hangi aday göğüsleyecek?