2019 yılının sonlarına doğru Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan COVID-19 virüsü kısa sürede tüm dünyaya yayılması ile birlikte ölümcül etkisini de arttırdı. Aradan 2 yıl geçmesine rağmen ülkemizde, günlük ortalama olarak 230 vatandaşımızın hayatını kaybetmesiyle toplamda 88 bin 970 can kaybına ulaşıldı. Dünya genelinde ise 5 milyon 750 bin kişinin hayatını kaybetmesi ile COVID-19 virüsünden ölümler rekor seviyeye ulaştı.
Bilim adamlarının virüse karşı geliştirdikleri aşı ve ilaçlara her geçen günde bir yenisi eklenirken, ülkemizde de TURKOVAC aşısı Türk bilim insanlarının çalışmaları ile Biontech, Sinovac aşılarından sonra üçüncü aşı seçeneği olarak vatandaşlarımıza sunuldu.
Son 2 yıldır dünyanın başına bela olan ve milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden olan COVID-19; Alfa, Beta, Delta, Gamma ve 2021 yılının son ayından itibaren değişime uğrayarak Omicron varyantı olarak karşımıza çıkmıştır.
Şiddetinin hafif geçtiği söylenmesine rağmen, çok daha bulaşıcı olan Omicron varyantı, aramızda hızlı ve sinsi bir şekilde dolaşmaktadır. Diğer varyantlarla aynı şartlarda bulaşan Omicron’dan dolayı artık çok daha fazla kişi COVID-19 virüsü ile tanışıyor. Sadece 65 yaş üzerini etkilemekten ziyade her yaş gurubundaki insanlara ve hatta kronik rahatsızlığı olan insanları çok sevmektedir Omicron varyantı.
Öyle ki, halkın içinde olan siyasi parti başkanlarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan bile COVID-19’un Omicron varyantına yakalandı.
Dediğim gibi çok sinsi olan Omicron varyantına karşı, tüm dünyada ve ülkemizde aşılanma seviyesi maalesef yetersizliğini koruyor.
1. doz aşı 57 milyon 505 bin, 2. doz aşı 57 milyon 530 bin, 3. doz olarak da 25 milyon 690 doz aşı uygulanması ülkemizde virüsün hızını kesmeye yeterli gelmemektedir.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, 31 Ocak 2022 günü “Endişe etmeyin. Hastalık eskisi kadar güçlü değil” demesi şaşkınlık oluştururken, günlük 100 bin vaka sayılarına ulaşılan ülkemizde bulaşıcılığın artması sonrası da bizlerin daha dikkatli olması gerekmektedir. Yani kendi tedbirimizi kendimizin alması, tedbirlerin olmazsa olmazı maske, mesafe ve el-yüz temizliğidir.
Ancak maalesef bu tedbirleri ihmal eden ve aşı doz sayısı eksik olan vatandaşlarımız sayesinde bulaşma hızı artmaya devam etmektedir.
Acımasız olan bu virüsten sevdiklerimizi ve yakınlarımızı kaybettik. Çok acılar çektik.
Bundan sonra hangi varyantın hortlayacağını bilemediğimiz COVID-19’dan korunmak ve bu belayı baskılayabilmek için aşılarımızı belirtilen aralıklarda mutlaka yaptırmalıyız. Maske, mesafe ve hijyen tedbirlerini de yaşam biçimi haline getirerek korunma çabası içinde olmalıyız.
Mağduriyet yaşamamak için hep birlikte akılcı hareket edersek 2022 yılında bu virüsü hayatımızdan çıkarabiliriz.
Ne dersiniz?
