Geçen gün radyoda Kral FM dinliyordum. Radyo programında insanoğlunun kendi türü olan insanlara, hayvanlara ve tabiata verdiği zararlardan bahsediliyordu. İnsanoğlunun dünyadan elini eteğini çektiğinde dünyanın tahribatının en kısa sürede biteceğini ve dünyanın kendi kendini onaracağı konusu işleniyordu.
Dünyadaki tüm canlıları ve insanoğlunu yaratan Cenâb-ı Mevlâm, insanoğlunu yarattıktan sonra onlara güvenmedi. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen 25 Peygamber olmasına rağmen, Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa’nın bir Hadisi’nde, 124 bin Peygamber gönderildiği haberi verilmiştir.
İnsanoğlunun, kendi aralarında barış ve hoşgörü içerisinde diğer hayvan ve bitkilerle de uyum içerisinde yaşasınlar diye Yüce Mevlâm;124 bin Peygamberi insanoğluna gönderdi. Ama yine de bunlar insanoğluna yetmemiştir. Dünyadaki tüm canlılar arasında doğal dengeyi bozan yegâne varlık, insanoğlu olmuştur. Tüm canlılarla, ahenk içerisinde yaşamamış her zaman bencil ve gaddar olmuştur.
İhtirasları doğrultusunda savaş çıkarabiliyor. Savaşlarda kadın, çocuk demeden insanların ölmelerine gözünü kırpmadan sebep olabiliyor. Nasıl bir ruh yapısı olduğunu anlayamadığım suçsuz insanların kafalarını kesebiliyor, ellerini arkadan bağlayıp öldürebiliyor.(Ör; IŞID terör örgütü ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nda olduğu gibi..)
Mikrop, virüs üreterek hastalıklar yaratılarak insanların ölmelerine sebep olabiliyorlar. Canlılara zarar vererek onların sakat kalmalarını ve ölmelerini gözünü kırpmadan izleyen hep bu insanoğludur.
Tütün ürünlerini insanoğlunun kullanması için özendiren, GDO’lu ürünleri (hastalıklı gıdaları) tüketmesi için teşvik edici yasalar çıkararak zorlayan insanoğlunun ta kendisi. Sonucunda hasta olan insanların eski sağlıklarına kavuşması için milyonlarca lira para harcamasını sağlayan yine bu insanlıktan çıkmış,cani insanoğludur.
Tüm dünyada sayıları gittikçe artan bu vahşi yaratıkların ülkemizde de son günlerde değişik türlerine rastlayabiliyoruz. Örneğin;
İstanbul Sancaktepe’de 5 çocuğu olup, 6. çocuğunu eşi istemiyor diye kimseye söylemeden banyoda doğuran kadının yaptıklarını unutamıyorum. Eşi ile aralarında sorun çıkmasın diye doğan çocuğunu çöp konteynerine atan bir kadın.
Bir anne kendi çocuğunu öldürüp çöp konteynerine atabilir mi? Anne değil vahşi cani bir yaratıktan başka bir şey değil!
Bir başka örnek daha!
Birkaç gün önce, Pendik’te boş arazide bebek ağlaması sesi duyan vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine giden Pendik 11 Nolu sağlık yardım ekipleri yaklaşık 3 aylık bir bebekle karşılaştılar. İlk kontrolde bebeğin aç olduğunu anlayan acil tıp teknisyeni Büşra Durmaz kendisinin de bir bebek annesi olması sebebiyle buldukları bebeği emzirmiş.Onu bağrına basarak, anne şefkati göstermiş. Kan bağı olan biyolojik annesi ölüme terk ederken bir başka anne yüreğine bağrına basıyor 3 aylık masum bebeği.
Kendi evladını çöp konteynerine atan da, boş arsaya atan da vahşi yaratıktır! Çok para kazanmak için hastalıkları üretip insanların ölmelerine veya sakat kalmalarına sebep olanlarda vahşi yaratıktır! Bir kişinin ihtirası üzerine savaş çıkararak insanların ölmelerine, yaralanmalarına, evlerinden yurtlarından olmalarına da sebep olan da vahşi yaratıktır!
Cenab-ı Mevlâm boşuna 124 bin Peygamber göndermemiş. Ama bu insanoğlu akıllanmamış, dünyanın sonuna kadar da akıllanmayacak anlaşılan! Yaşadığımız bu gelişmelerden sonra Allah’tan bu cani yaratıklara akıl, fikir vermesini dilemekten başka bir şey kalmıyor galiba!
Allah akıl ve huzur sağlığı versin
Nis 10, 2022 18:37