112 Acil Servisi, Türkiye’de acil sağlık hizmetine ihtiyacı olan vatandaşların ilk müracaat ettiği bir telefon hattı olduğunu biliyorsunuz.

Bu hizmet, halkımızın kaza, hastalık, yaralanma vs. gibi durumlardaambulans ve sağlık ekiplerinin olay yerine hızlı şekilde gönderilmesi için kullanılıyor.

Ancak 17 Ekim’de, İstanbul’da 112 Acil Servis’i ile ortaklaşa hareket ederek yeni doğmuş olan bebekleri anlaşma yaptıkları özel hastanelerin yeni doğan bölümlerine sevk eden bir çetenin bebeklerin ölümüne sebep olduğunu şok bir haber olarak üzülerek takip ettik.

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturmada, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) fazla para kazanabilmek için bebek hastaları anlaşma yaptıkları özel hastanelere yönlendirdiğinin yanı sıra.

Çete üyelerinin, hastaneye yatışı yapılan bebeklerin yatış süresini uzattığı, bazılarının sağlık durumunun normalden daha kötü gösterildiği, bazı hasta yakınlarından para alındığı, gelirlerin sağlık çalışanı olan örgüt üyeleriyle paylaşıldığı ortaya çıkmıştı.

Bu örgütlü çetenin SGK’yı dolandırarak,umutlarını söndürdüğü ailelerden haksız para kazanmak amacı ile 12 masum bebeğin ölümüne sebep olduğunu şok içinde öğrendik.

Olaylar ortaya çıkınca eski sağlık bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nunda hastanesinin içinde olduğu 10 hastanenin çalışma ruhsatları iptal edilerek, hastaneler kapatıldı.

Vatandaşlarımızdan gelen ihbarlar üzerine olayın çok daha vahim olduğu, yoğun bakımlarda sadece yeni doğan bebeklerin değil de Mr, Ultrason ve muayene randevusu alma gibi başka vakaların da ortaya çıkacağının sinyalleri gelmeye başladı.

Hastaneler konusunda sorunları olan birçok kişinin de benzer başka vakalara şahit olması, yangının ilk kıvılcımları idi.

Hastanelerin yeni doğan ünitelerinde ölen bebeklerimizin olayı aydınlatılmaya çalışılırken, muhalefet partilerinin TBMM’sine vermiş olduğu bu konu araştırılsın önergesi Akp ve Mhp milletvekilleri tarafından nedense ret edildi.!

Ardından 20 Ekim 2024 günü FETÖ terör örgütü elebaşısı Fetullah Gülen’in Amerika Pensilvanya’daki malikânesinde öldüğü haberi ülkemizin gündemine oturdu.

Kötü emellerini yıllarca örümcek ağı gibi örmeye çalışan bu teröristler,15 Temmuz 2016 yılında ülkemizin yönetimini ele geçirmeye çalışmışlar. Vatansever milletimiz ve güvenlik güçlerimiz sayesinde çok şükür, bu kötü emelleri boşa çıkarılmıştı.

Bu zatın nerede çukura gömüleceği, yapılacak törene kimlerin katılacağı, liderliği kimin alacağı konusunda tartışmalar yapılırken birden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim Salı günü grup toplantısında, İmralı’da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan bebek katili Abdullah Öcalan için çıkışı ortalığı karıştırdı.

Ne dedi Devlet Bahçeli;

“Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de Dem Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın” söylemini kendisi haykırdı!

Hem de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, bebek katilinin Gazi Meclis’e getirilerek yukarıdaki talihsiz cümleleri kurmasının istemesi, ülkenin siyasi çevrelerinin yanında milyonlarca vatandaş ve şehit aileleri arasında tepki ile karşılandı.

Bir başka parti mensubu ya da bir başka milletvekili böyle bir söylemle gündeme gelse anında soruşturmanın açılacağını ve tutuklanacağını sokaktaki çocuklar dahi bilirken, Devlet Bahçeli’nin bu çıkışına iktidar sessiz kaldı!

Bu konudaki tartışmalar ülke gündemi anında değiştirmişken; ülkemiz içinde hareket alanı bulamayan PKK terör örgütünün, 23 Ekim günü Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. (TUSAŞ)’ın Ankara Kahramankazan’daki tesislerine silahlı saldırıları ile karşılaştık.

Savunma Sanayimizin gurur kaynağı olan TUSAŞ’ın yapmış olduğu başarılı çalışmalar karşısında dünyadaki rakiplerimiz gözünü TUSAŞ’ın üzerine dikmişti.

Maalesef bu saldırıda 5 vatandaşımızın şehit olmaları ile hayretler içinde ve üzüntüsüz bir günümüz bile geçmez hale geldi.

CHP ve İYİ Parti milletvekillerinin TUSAŞ’a yapılan bu terörist saldırıların araştırılması önergesine, TBMM’de yine AK Parti ve MHP milletvekilleri tarafından ret edilmesini anlamak mümkün değil.

Neler oluyor, diye sormadan duramıyoruz?

Neler olduğunu anlamaya çalışırken bu kadar hızlı gündemin değiştiği ülkemizde, gerçeklerin ortaya çıkması neden engelleniyor? Milletin sorunlarına neden çözüm bulunmuyor?

Tüm Avrupa ülkelerinin genelinde yaşanmayan bu tür olaylar, maalesef ülkemizde sıradan bir gün olarak kayıtlara geçiyor. Yani ülkemizde gündemin üstünü, en kısa sürede başka bir gündem kapatıyor veya kapattırılıyor!

Bu gelişmeler sonrasında, Cumhuriyetimizin 101. yılını sevgi, minnet duygusu ile coşku içerisinde kutluyorum.

Kimsenin şüphesi olmasın ki;  Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.