Ülkemizde Merkez Bankası başkanlarının “söz dinlemiyorlar” diyerek sık sık görevden alınması ile Merkez Bankası Başkanı yardımcılarının Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile görevlerinden alınması ekonomi piyasalarında dalgalanmalara neden oldu.
Yani yıllık faizlerin yüzde 19.25 seviyelerine çıkarılması ile Dolar, Euro ve Altın’ın artışını dizginlemeye çalışan Merkez Bankası, geçtiğimiz günlerde faiz oranını iki baz puan düşürmesi ile dövizde ve altın piyasalarının yükselmesine neden oldu. Bunun yanında Merkez Bankası’ndaki rezervlerin düşmesi de ekonomi dünyasında güvensizliğe sebebiyet verdiğinden tabiri caizse sineğin kanat çırpma rüzgârından etkilenmeye başladı ülkemizin ekonomisi.
Böylelikle ülkemizde öncelikle asgari ücretle geçinmeye çalışan dar gelirli vatandaşların gözü kulağı dolarda, faizde… Akaryakıta, elektriğe, doğalgaza yapılan zamlarda olmaya başladı.
Her sabah yeni güne uyandığımızda ‘bugün neye zam geldi’ diye merak eder hale geldik! Kötü haber çabuk yayılıyor misali tüm medya organlarından akaryakıt fiyatlarına gelen zammı endişe ederek izlemek zorunda kalıyoruz. Böylelikle yeni güne sinir katsayısı yüksek olarak başlayan insanlarımızı, mutsuz insanlarolarak çarşıda, pazarda, işte ve evinde görmek mümkün olmaktadır.
Ekim ayı başından itibaren yani sadece 1 ayda; halkımızın genelini yani çiftçiyi, emekliyi, esnafı, işçiyi, memuru, öğrenciyi ilgilendiren mazottaki zam, litrede 1 liraya yaklaştı. Yani 7,33 liradan bir ay içinde bugün 8,23 liraya aracına mazot almak zorunda kaldı, çaresiz vatandaşlarımız. Benzinde ise yine Ekim ayında yani son bir ayda 7,79 liradan 8,78 liraya yükselen benzin fiyatları karşısında çaresizlik had safhaya yükseldi.
Sadece benzin ve mazotta sınırlı kalmıyor tabi bu zamlar. Ya da birilerinin dediği gibi fiyat ayarlamaları! Zamların ana kaynağı olan Dolar’ın, Euro’nun Türk Lirası karşısındaki değerlenmesi yani Türk Lirası’nın değersizleşmesi sonucunda zam yağmuru altında kalıyor vatandaşlar.
Enerjide dışa bağımlı olan Türkiye’de doğal gaza gelen her bir kuruş zam, elektriğin büyük bir kısmını doğalgazdan karşılayan ülkemizde elektriğin KWh fiyatlarının artmasını da tetiklemektedir. 2021 yılının yeni günlerinde zamlanan elektriğin 1 KWh’i, 79,75 kuruşa yükselmişti. Temmuz ayında da 91,76 kuruşa yükselerek yüzde 15’lik bir zam oranı ile dar gelirli vatandaşa bir tokat indirmişti.
Daha kış aylarının aşırı soğukları ile karşılaşmamışken, dar gelirli vatandaş doğalgaz kombilerini açmaya başlamadı. Bu günlerde evlerinde kat kat giyinerek yakıt giderlerini düşürme çabası içerisinde oluyorlar. Buna mecburlar. Çünkü doğal gaza 2021 yılının Ocak ayından, 2021 yılının Temmuz ayına kadar her ay yüzde 1 zam gelmesi ve nihayetinde Temmuz ayında yüzde 12 oranında bir zammın yapıştırılması ile gerçekten bu kış vatandaşlarımız için zor geçecek gibi gözüküyor.
Döviz kurlarının artması ile başlayan Türk Lirası’nın değerinin kaybedilmesi ile bütçede oluşan açığı doğalgaza, elektriğe ve akaryakıta zam yaparak gidermeye çalışan Hükümet, vatandaşın geçim zorluğuna sebebiyet vermektedir.
Gerçekten daha dün bir arkadaşımla yaptığım bir sohbette, evinin ihtiyacını daha ucuza yapabilirim ümidi ile sebze ve meyve alışverişini yani; pazar alışverişini, malların ucuzlamasını bekleyerek akşam saat 18:00’den sonra yapıyor olması üzüntü verici olup, ne yazık ki ülkemizin gerçeğini yansıtmaktadır.
Geçtiğimiz Temmuz ayına kadar Koronavirüs salgını karşısında hayatta kalma mücadelesi içinde olan vatandaşlarımız yaşadıkları ekonomik daralmanın baskısı altında her geçen gün fakirleşerek ayakta kalma mücadelesi de vermektedir.
Tarih boyunca her türlü zorlu hayat şartlarına alışmış olan Türk milleti, bu yaşanılan ekonomik zorluğa da göğsünü siper ederek dayanmaya devam etmektedir! Zor zamanların milleti olan Türk Milletime; yaşadıkları ekonomik savaşta başarılar diliyorum ve başarabilenleri de gönülden kutluyorum!