Her gün ‘torba kanun’ yapmaktan yorulmuş bir iktidarın varlığı tartışılır hale geldi. Bir gece içinde devletin en üst makamlarına 145 atama birden yapıldı. Böylece ‘torba ataması’ ile atama rekoru kırıldı! İlginç olan tarafı 145 atamanın 100’den fazlası iktidar partisinin eski milletvekilleriyle onların yakınları ile akrabaları ve AK Partili milletvekili adaylarından oluştu…
DEVLET VE SİYASET PARTİLEŞTİ
Makamlar partili oldu… “Karagöz ve Hacivat” oyunu sergilenmeye başladı…
İktidar (Karagöz) her seçimden sonra muhalefeti (Hacivat’ı) hüsrana uğratır. Bu mağlubiyetlerin sorumluluğunu taşıyamayan muhalefet liderlerinin sessizliği devam ediyor. Ayrıca, “Benden olsun!” diyerek devletin makamlarını yandaşlarına ikram etme alışkanlığı halen devam ediyor.
KARARNAMELER TEKRAR YENİLİYOR…
Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı’nın 3 Sayılı kararnameye göre; görev süresinin dolması ya da değişmesi halinde devletin üst düzey görevlerinde bulunan 711 bürokratların görev süreleri bitiyor. AK Parti’nin iktidarının devamı için il ve ilçe teşkilatları gibi çalışan valiler, kaymakamların görevleri dolmuş olmasının sıkıntısını aşmak içinde ilk atamalara onlardan başlandı. Kişiler görevden alındı ve yeni göreve ataması yapıldı. Bazı valiler, büyükelçiler, genel müdürler, başkanlar görevden alınıyor ya da başka bir göreve ataması yapılıyor.
Yapılan araştırma ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Cumhur’un tek başına yapması gereken idari işlem sayısı 2 bin 600 olarak belirlendi. Bunlar şöyle;
Atama… Görevlendirme… Kadro belirleme… Esas ve Usul belirleme… İzin verme… Karar, Kararname ve yönetmelik çıkartma… Miktar, oran, muafiyet belirleme… İzin verme… Süre belirleme gibi…
Ancak birçoğu Cumhur makamı ile ilgisi olmayan yüzlerce işlem…
Bu sistemin en önemli gücü olan yürütme yetkisi Cumhur makamında toplanmıştır. Bu işlemleri takip edecek ve uygulanmasını sağlayacak olan kamu gücü kullanan Cumhurbaşkanlığı bürokrasisi oluşturulmuştur. Bu görevlilerin sadece Cumhur’a karşı sorumlulukları vardır. İcra, karar alma yetkisi olmadığı gibi mali ve idari sorumlukları yoktur. Türk Cumhuriyet tarihinde ilk kez böyle “Yetkili ve Sorumsuz” bir bürokrasi oluşmuş oldu…
SİSTEM LİYAKAT ARAMIYOR…
Cumhurun tek başına yaptığı atama sayısı bin 63’tür. Türkiye’de uygulanan bu Cumhur Sistemi sayesinde bu atamaların tek bir kişi tarafından yapılması şimdiye kadar uygulanmamıştır! İlginç olan “Türk idare tarihinde ilk kez üst kademe kamu yöneticisi atanmak için aranan şartlar öngörülmemiştir. Atama için aranan şartlar mevzuattan çıkarılmıştır. Cumhurun kararnamesi ile yükseköğretim mezunu olması, özel sektörde veya kendi hesabına 5 yıl çalışmış olan herkesin Türkiye Cumhuriyeti’nde her makama atanma yapılması için her türlü düzenleme yapılmıştır. Böylece liyakat yasası üst kademe kamu yöneticilerinden çıkarılmıştır. Bu değişim ile kamuda hiçbir hizmeti olmayan kişilerin sadece yüksekokul mezunu olmasının yeterli olduğu bu sistem içinde birçok vali, büyükelçi, genel müdür, kurul başkanı ve bakan yardımcıları görevlendirildi…
CUMHUR GÖRÜŞ ALMIYOR
Danıştay’ın 1868 yılından beri var olan dayanışma görevleri mevzuattan çıkarıldığı gibi bakanlıkların ve diğer idari birimlerinde danışma görevleri ve idare karar alma sürecinde danışma işlemleri kaldırıldı… Cumhur hiçbir makamın görüş önerisi, teklifi olmaksızın işleme koyabiliyor. Hem de tek imza ile… Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile başlayan bürokrasinin yerini cumhurun kurduğu kendine sıkıca bağlı olan “cumhur bürokrasi” kurulmuş oldu. Bugün her bir bakanlık için Cumhur’un bürokrasisinde paralel bir yapılanma oluşmuş, ikili bir işleyişin hâkimiyeti altına girmiş oldu…
GÖLCÜK DEPREMİ DERS OLMADI…
Hatırlayalım; 1999 yılında Gölcük depreminde hasar gören binalar halen yıkılmadı. Tehlikeye rağmen depremzedeler evlerinde oturmaya devam ediyor… Gölcük depreminde 328 bin ev ile işyeri yıkıldı. Orta hasarlı binaların tahliye kararına rağmen evlerde yaşam devam ediyor. Ev sahipleri kendi imkânları ile yıkmak istese de yasal olarak engeller çıkıyor.Gölcük Belediyesi’nin uygulamaya aldığı, orta hasarlı binalara, iskân ve ruhsat aşamalarında deprem zamanı ‘noterden yapılmıştır’ yazılı beyana dayalı bir şekilde güçlendirilmiş binalara iskân verilmesi söz konusudur.
AK PARTİLİ LÜTFİ BAYRAKTAR, 73 BİN 379 TL’Yİ AZ BULDU…
AK Partili vekil aldığı maaşından memnun olmadığını açıklamasının tepkileri devam ediyor. Bu şartlar altında vekillik yapmanın zorluğunu ifade eden sözlerine hayret etmemek ve gülmemek içinde dişlerin sıkılmasını sağlayan parlak zekâlı vekile ne demeliyim? Bu vekil nerede yaşıyor? Ayda mı, kutupta mı? Sahra çölünde mi? Veya İmralı Adası’nda mı? Yanlış hatırlamıyorsam(!) 2002’de vekillerin maaşları 3 bin 200 TL. olduğunu bilmiyor mu? O günden bugüne gelindiğinde; aldığı maaşın yüzde yüz olduğunu anlamayan bu, AK Partili vekilin ekonomiden haberi yok! Ezilen ve sömürülen halkın aldığı maaşla nasıl geçindiğini gündeme taşıyacağına; kendisinin aldığı 73 bin 337 TL’yi az bulduğunu utanmadan açıklaması anlaşılır gibi değil!
Demek ki; vekillerin sadece kendi çıkarlarını düşünen doyumsuzluk şerbeti içen ve doymayan kişilerin meclis sıralarında oturma hakları olamaz!
HAFTANIN MESAJI: Türk Bürokrasinin en parlak dönemi olan uzmanlık ve kariyer uzmanlıkları kaldırıldı. Türk Bürokrasinde uzun yılar hizmet eden bu yetenekli yöneticiler değişik kamu kurumlarına gönderildi. Halen bu bürokratların yerleri doldurulamadı. Türkiye’deki siyaseti anlamak için ya sağır(!)Ya da dilsiz olmalı! (Mehmet AKTOPRAK)