Kılıçdaroğlu’nun seçim sürecini iyi yönettiği söylenemez. Altılı masaya bir ruh kazandıramadığı gibi masa kurulurken belirlenen ilkelere de sadık kalınmadı.
“Laiklik” ilkesinin, verilen tavize karşın “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” içine konulması sağlanamadı. Milli İttifakı oluşturan partiler CHP’nin listesinden girdiler. Ve… Stresi yaşamadan TBMM’ye seçildiler…
AK Parti iktidarının en zayıf olduğu bu dönemde girdiği seçimi yapılan hatalar sayesinde hem Cumhur’u, hem de Meclis’te Milletvekilliği çoğunluğunu almış oldu… Şimdi! Çok sorunlu bir seçimin ardından başlatılan bir seçim mağlubiyetinin tartışması yaşanıyor.
CHP her seçimden sonra yaşadığı bu seçim sonuçları sorunu hiçbir dönemde çözmüş değil!
Seçimden sonra Kılıçdaroğlu’nun liderliği tartışılıyor. Millet İttifakı seçim boyunca ortaya koydukları mücadele nerede? Erdoğan’ın karşısında bu seçimde; ekonomik, mutfak masraflarının artması, ev ve işyeri kiralarındaki artışların yanında dış politikadaki yanlış politikaların yarattığı adalar krizi vardı… Ancak, bu şartlar altında Erdoğan’a seçimde devletin tüm imkânlarını kullanmasına ‘dur’ diyemeyen ve etkisiz kalan bir muhalefet vardı. Hatta Cumhur aday adayı bile olmaması gerekirken; muhalefet haklı davasını bile savunamadı… Ve Erdoğan, muhalefetin elinde olan bu kozları kullandırmadı!
Şimdi muhalefet (Millet İttifakı) partileri yanlışlığın hesabını veremiyorlar(!)
Rakibini tanımayan lider olamaz! Yasaları işletmeyen sadece devletin organlarının Erdoğan’ın hâkimiyeti altında olduğunu söyleyerek; seçime girmeseydiniz?
Bu konuda geliştirilmiş bir planları yoktu! Ayrıca yıpranmış ve zayıflamış bir Erdoğan’ın yenebileceklerini hesap ettiler. Ne yazık ki(!) Erdoğan tüm olumsuzluklara rağmen; HÜDA PAR’ı yanına alarak seçime girdi…
BEKLENEN OLMADI…
Erdoğan’ın en zayıf döneminde bile Millet İttifakı olarak yetersiz kaldı. Ellerindeki en büyük kozu olan halkın muhalefete destek verenleri pasifize etti. Kendi adaylığı garanti olması için ittifak içindeki partilere 38 milletvekili vermesinin bir nedeni bu olsa gerek!
Israrlı tutumu sayesinde Meral Akşener’in masayı terk etmesinin nedeniydi. En büyük hatası yasaya göre; Erdoğan’ın üçüncü defa aday olmasına şikâyetçi olmadı… “Anayasaya aykırı ama Erdoğan’a mağduriyet yaratmayacağız” söylemini yaptı. Türk siyasetinde halkın muhalefet yapma düşünceleri bile iktidara yarar düşünce refleksiyle durdurulur. Milletvekili seçimi bittikten sonra Millet İttifakı’nın seçmeni aldıkları vekil sayısı ile memnun olarak meclise girdiler.
Teknik olanakları seçim boyunca montaj görüntüleri seçim boyunca kullandı…AK Parti ve Erdoğan ile ilgili seçmene sunulacak hiçbir bilgi yok muydu? AK Parti ile PKK’nın geliştirilmiş görüşmeleri seçim boyunca seçmene sunulmadı. Eldeki bu avantajı Cumhur İttifakı etkili olarak kullandı ve oyunu yükseltti.
CHP BU DÖNEMDE İKTİDAR OLAMAZSA…
Bu konuda yapılan konuşmalarda Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşısında büyük mücadele verdiğini söyleyenlere katılmıyorum!
Erdoğan, her geçen gün yaptığı ekonomik ve idari hatalarla bunalan sorumsuz bakanlıklardan akan bilgileri seçimde CHP kullanabildi mi? AK Parti’nin casusları CHP’nin kaptan köşkünüze girmiş haberiniz yok! Birinci seçimde veri bilgileri ve ıslak imzaların akışı neden kesildi? Seçimin ilerleyen saatlerinde birçok seçim sandığı başında temsilci ve müşahit olmadığı görüldü… CHP’de hiçbir üst yetkili hatayı kabul etmedi. Erdoğan’ın ikinci dönemde CHP’de diğer parti teşkilatlarında Cumhur seçiminde gevşeme olacağını bildiği için seçimi ikinci ayağa taşıma düşüncesi doğru bir tespitti…
Görüldü ki(!) Cumhur seçiminde birçok seçim sandığı başında ne müşahit, ne de temsilci vardı. Çünkü genel seçim bitmişti… CHP’nin listesinden giren partilerin milletvekilleri belirlendi ve amaca ulaşıldı… Millet İttifakı seçmeninin Cumhur seçimine gitmeyen veya giderek Erdoğan’a oy kullanmadıkları garantisi var mı? Bunlar hiç düşünülmemiş olduğu kadar da seçmene inanılmış ve seçmenin fikir değiştireceği hesaplanmadı! Siyaset kumarını çok iyi oynayan Erdoğan’a karşı partisinden koparak parti kuran Babacan ve Davutoğlu’na karşı aldığı bu başarıyı şöyle-böyle diyerek yorumlamaya gerek var mı?
GERÇEKLERİ BİLMEYEN SİYASEETÇİDEN LİDER OLMAZ
Kılıçdaroğlu’nun yola çıktığı MYK listesi her zaman özelliğini korudu.
Şimdiki liste “yenilikçi ve değişimci” olabilir mi? Partinin 6 okunu unutan bir CHP yönetimi, Kılıçdaroğlu liderli döneminde unutuldu ve sağ merkeze demir atıldı! Bu seçimde AK Parti’nin en büyük seçimde kullandığı Milliyetçilik kavramı olduğunu görmeyenlerle ‘CHP’ hiçbir dönem iktidar olamaz!
Seçimden sonra seçmene seçim ile ilgili konulara açıklık getirilmedi veya getirilemedi! Birkaç gün yaşanan hareketli günler artık geride kaldı. Beklenen yerel seçimlerin bir umuta dönüşmesi olabilir mi?
Demek oluyor ki(!) CHP’nin genel seçim kazanacak gücü ve becerisi yok mu?
Sadece yerel seçimlerden kazandıkları belediyelerle avunsunlar! Sosyal demokrat demekle olunmuyor! CHP hangi dönemde sosyal demokrat oldu? Karaoğlan Ecevit hem lider, hem de halkı ikna etme gücü vardı… Hiçbir dönem sosyal demokratlıktan ve 6 Ok’tan vazgeçmedi!
Mekânı cennet olsun!
HDP EŞBAŞKANLARI ÖZELEŞTİRİDE BULUNDU
Medya Haber TV’nin yayınında sorulara cevap verdiler…
Pervin Buldan ve Mithat Sancar sorulara benzer düşünceleri anlattılar. “Kendilerinin ve partinin başarısız olduğunu, halkla bütünleşemediklerini, toplumsal mücadele ile parlamento ilişkisini uygun dengeye oturtamadık. Bunları mazeret olarak söylemiyor ve kongrede aday olmayacağız…” diyerek açıkladılar!
Bu açıklamaları ile HDP parti seçmenine karşı olan sorumluluk duyarlığını dile getiren HDP’nin eş başkanlarının özeleştirilerine CHP merkez yönetimi ne der? CHP’li üst yöneticileri halkı ‘maraba’ görüyorlarsa(!) çok yanılırlar ve üzülürler!
YENİ LİSTEDE 15 YIL PARTİ YÖNETİMİNDE…
Faik Öztrak ve Bülent Kuşoğlu’nun özellikleri var mı?
Bu konuyu birçok siyasetçiden bu soruyu duydum!
Kılıçdaroğlu bu iki siyasetçiyi her zaman yanında olmasının kerameti var ki(!) yeni MYK’da yer aldı. Bu seçimin yenilgisinde, bu iki siyasetçinin suçu yok mu? İlginç olanı bu iki kişinin yerine genç siyasetçi alabilirdi. Zaten Öztrak 2007’den, Kuşoğlu 2011’den beri milletvekili… 15 yıldır parti yönetiminde görev yapıyorlar…
AK Parti, eski başbakan içinde olsa üç dönem kuralını esnetmedi. AK Parti’de kurallar geçerli olunca her seçim döneminde seçim kazanır.
CHP’ye gelince; değişime öncülük etmesi beklenen sosyal demokratlığı unutmuş olabilirler mi? Tüzükte yer alan bir milletvekilinin iki dönem üst üste merkezden atanamayacağı kuralını bile uygulanmıyor.
Asla gitmiyorlar… Gitmeyi de düşünmüyorlar mı?
Tabii CHP’nin içinde koltuk sevdalısı olmayan siyasetçilerde var. CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay; “Çekilmesini bilmek lazım” diyebilenlerden birisidir!
HAFTANIN MESAJI: Gerçek anlamda ve tepeden tırnağa kadar… CHP’nin iç eleştirisini zamana bırakmadan yapması gerekmez mi? (Mehmet AKTOPRAK)