Seçimin sonuçları halkın birçoğu sürpriz olarak kabul etmesi sonucu değiştirmiyor…
Demek ki; seçimin stratejisi yanlış! Millet İttifakı milliyetçilik düşüncesini AK Parti’ye bırakması ile geldiği noktayı nasıl tahlil etti? Hem de CHP’nin altı okunda bulunan Milliyetçilik kavramını unutmasının hesabını kim verecek?
Seçim sonuçlarına bakıldığında; AKP+ MHP’nin seçim boyunca işledikleri “Milliyetçilik” ve PKK söylevleriyle oylar alındı…
Türk Siyasetinde milliyetçilik kavramı ile devşirilen oyların varlığını unutmanın faturası halka ödetilemez!
Düşünün… Siyasal İslamcıların bile her platformda milletçiliğin, toplumun kaderinde oynadığı rolü sadece Millet İttifakı’nın milliyetçilik kavramı gibi bu önemli konuda sorunları yokmuş… Uzun yıllar AKP+MHP ortaklıkların dayanak noktası Milliyetçilik olduğunu görmeyen gözlerin varlığıdır!
Ayrıca AKP’nin dindarlık ahlakı başta olmak üzere sosyal ve kültürel alanda yozlaşma ve kutuplaşma, milli duygularımızla örtüşmemektedir. Ayrılıkçı, bölücü, nefret dili başta millet olma bilincine yakışmaz…Türk Milliyetçiliği bir partinin, bir zümrenin, bir toplumun himayesi ve yönlendirmesi altında değildir. Türk Milliyetçiliği, birbirinden bağımsız insanların kalplerinde bir his ve fikirler bütünüdür.
Milliyetçilik bir devletin şah damarı; ancak bu şah damarının köhneleşmiş hamasetle, kinle, kibirle, böbürlenmeyle milliyetçilik olmaz! Milliyetçilik, vatanın menfaatleri kişisel menfaatlerin önünde tutulduğunda bir vatandaşın kişisel menfaatinin en yüksek seviyeye olmasıdır.
Türk Ulusunun Milliyetçilik anlayışı Atatürk’ün devrim ve eylemlerinde ve Atsızın dizelerinde, Ziya Gökalp’in fikirlerinde ki; Milliyetçilik duygularını unutmayalım…
VATANDAŞLIK DOĞUŞTAN GELİR…
100 Yıllık bir geçmişi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin değerleri olan “vatandaşlık” hisleri ve duygularının yabancılara satışı kadar utandırıcı bu yaşamı yaşamadık!Vatandaşlık, vatan toprağı içinde Ay yıldızlı bayrak altında yaşayan baba-anneden doğar ve vatandaş olur…
Irkı önemli değildir. Senelerce bir arada yaşadığımız Ermeni, Rum, Musevi ve diğer vatandaşlar bu ülkenin evladıdır! Bu insanlar Türkiye Cumhuriyeti Devletine; vatandaşlık bağı ile bağlı ve Türk Ulusunun bir ferdi ve üyesidir.
Bu seçimde Türk vatandaşı yapılan kişilerin çoğunluğunu Suriyeli kaçkınlar oluşturdu. Türkçe’yi konuşamayan yaşlı ve Türk ulusunun en çok üzerinde durduğu Milli Marşı bilmeyen kişilerin Türk vatandaşı yapılmalarının tek nedeni iktidara oy kullanmasıdır! Suriyeli, Afganlı ve diğer Afrikalı insanların Türk Ulusu ile ne kan bağı ne de vatandaşlık bağı vardır! İktidarın dış politikası İslam Milliyetçiliği ve ümmetçiliktir. Bunların hiç biri ulusun kurtuluşu adına hiçbir şey yapmazlar! Ülkelerine ne hayrı oldu ki(!) Türk ulusuna olacak!
Hayırlı olsun!Siyaset dediğin yalan ve dolandırıcılık ile yapılması doğru olur mu? Geçici bir süre sonra gerçek meydana çıkar…
Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesi Öksüzlü köyünde depremzedeler için kurulan çadırların CHP’nin söktüğünü üfleyenler yanıldılar. AKP’li Öksüzlü Belediyesi tarafından söküldüğü ortaya çıktı. Bu köyde kullanılan oylara göre AK Parti 5, CHP 109, Erdoğan 6, Kılıçdaroğlu 109 oy çıkmış…
Halen Avrupalı olduğumuzu savunan aklı tanelere sormak gerekir; siyaset kültürün olmayan, vatandaşlık duygularını ucuza satan iktidara sahip olması ne kadar utanç vericidir!
SİYASET CEPHESİNE GELİNCE…
CHP listesinden(!) DEVA, GELECEK, DEMOKRAT ve SAADET partilerinin seçime girmeleri doğru muydu? Bakınız: Deva 15 Milletvekili, Gelecek 10 Milletvekili, Saadet 10 Milletvekili, Demokrat 3 milletvekili, İYİ ve TDP birer milletvekili ile meclise girdi…
En kazançlı bu partiler oldu. Böylece, bu Milletvekilleri mecliste kendi sıralarına dönecekler ve CHP’nin meclis sayısı 129 düşecek… Fermuar sistemi CHP için pek kullanışlı olmadı! Yapılan yanlış anketlerinde seçimi yanlış yöne sevk edildiği söylenebilir… Çünkü yaptırılan anket sonuçları seçimi doğrulamıyor!
AK Parti bu seçimde her seçimde olduğu gibi FETÖ, PKK, doğal gaz, İHA, SİHA uçak söylevleri ile halkın milliyetçi dokunun bedenine kadar girmiş oldu! Deprem bölgesinde aldığı oyun halen halkın korkusunun bir bedelidir. Bakınız Ankara, Hatay, Kars, Ardahan seçmeni Cumhur seçiminde Kılıçdaroğlu’nun destekledi… Ancak genel seçimde desteğini Cumhur İttifakı’na verdi. Amaçlanan bu denge düşüncesi de yetersiz…
Doğu ve Güney Doğu’da Muhafazakâr Kürt seçmen dini, FETÖ, PKK korkusu ile oyların Cumhur İttifakı’na verdikleri doğru bir tespit olur…
TÜRKİYE’NİN EN KRİTİK SEÇİMİ…
Seçim sandığından beklenen umutlu rakam çıkmadı… Üç adayda beklenen 50+1 oyu yakalayamadı…
Seçim sonucuna göre, AKP yüzde 35,4, CHP yüzde 25,4, MHP yüzde 10, İYİ yüzde 9,8, YRP yüzde 2.8, YSP yüzde 2.8 oyla meclise girdiler… Seçime katılım yüzde 88.92 oldu. Seçime halkın gösterdiği ilgiyi oy kullanırken gösterdiği söylenemez!
Yerel seçimde Ankara, İstanbul’da, Mersin’de Belediye başkanı CHP’li oldu…
Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’nda olmasının yarattığı çoğunluk sayesinde belediye başkanın meclis hakimiyeti kaybolabilir.. Cumhur seçiminde aynı sistem ile meclis oluşursa(!) AKP+ MHP+ YSP+ HÜDA oyları ile meclis çalışması kilitlenir… Belediye seçimleri gibi cumhur seçimini düşünmemek gerekirdi! Millet İttifakının demokrasiye dönüşü seçmene anlaşılır bir şekilde anlatmalı ve anlatılmalıdır!
Erdoğan bu seçimde yaptığı seçim değişikliğinde beklediği güvenoyunu alamadı…
Yolsuzlukların cirit attığı… Rüşvetin kol gezdiği… Her gün basına yansıyan görüntüler… Her gün yapılan açıklamaların etkisi olmadı… Merkez Bankası’nın dolar ve altın sattığı bilinmesi bile ekonomiyi etkilemesine rağmen etkili olmadı…
Söylenen 129 milyar doların nereye verildiği belli olmadı…
Beyaz gömlekli olan yöneticilerin aldıkları iki, üç, beş görevden aldıkları maaşlar bile etkisiz kaldı…
Cumhur’un yetkilerini seçim sathına yayılmasını sağlayan Cumhur İttifakı oldu… AK Parti’nin listesinden seçime giren Hüda-Par 4 milletvekili kazanmış oldu. Böylece, demokrasiye ve Cumhuriyet’e karşı olan bu partinin meclise girmesi ile başlayan siyasi mücadelesi daha koruma kılıfı içinde konuşmalarını yapmalarında hiçbir engel olmayacak demektir! Bu tehlikeyi görmeyen seçmene hiçbir şey söylemeye gerek görmüyorum… Ayrıca Kılıçdaroğlu ile parti liderlerinin Cumhur yardımcısı pozisyonunda görev yapmalarının yaratacağı sorumluluk alanlarının tarifi açık ve net olmalıdır…
Sorumsuz bakan sandalyeleri dağıtımında liyakat anlayışı egemen olur! Türk siyasetinde, kopuk bir film gibi siyasetten de kopma olabilir mi?
HAFTANIN MESAJI: Türk Ulusu dinle, yalanla, dolanla, acabalara inanmayı bırakmadıkça; seçimin galibini aramaya gerek var mı? (Mehmet AKTOPRAK)