Türk siyaseti kan kaybetmeye devam ediyor.
Demokrat Parti iktidarı ile başlayan bu yozlaşma siyasi arenayı çıkmaz sokak arasına sokan siyasetçilerin yetersizliğin ifadesi değil mi?
Ordunun siyasete müdahale etmesiyle başlayan demokratik hakların askıya alınması ile devam etti. Sonrasında beş konsey üyesinin kontrolü altında siyasete ve demokrasiye dönüş… Evren dönemi ile başlayan çok partili siyaset sahnesi de inişli çıkışlı siyasi olumsuzluklar yaşandı.
Evren’in destek verdiği emekli bir paşanın kurduğu partinin seçilmesini isteyen isteklerine seçmen ‘dur’ dedi! Hesapta olmayan ANAP seçimi kazandı. Böylece Türk siyaseti hareket kazanmış oldu. ANAP’ın serbest ekonomi uygulamasının aynısı şimdi de uygulanıyor…
TRANSFERLER ÖNLENMELİ…
Her seçim döneminde ortaya atılan vaatlerin seçimden sonra unutulması ve sorgulanmaması bir düşünce tarzına dönüştü! Bir partiden seçilen milletvekili istekleri karşılanmadığı için iktidara veya başka bir partiye transfer olması ile başlayan “Siyasi Ahlak” denilen duygunun ortadan kaldıran siyasilerin tekelinde olamaz ve olmamalıdır!
Seçmen X partiden meclise girmeni sağlayan kişilerin düşünceleri dışında parti değiştirmenin şık olmadığı halen anlaşılır gibi değil! Bu transferler hem siyaseti hem de siyasetçinin “Ahlak “ duygusunu yok ediyor. Bu transferlerin bir karşılığı olmalı ki(!) parti değişimi yapılıyor. Siyasetçinin istekleri hiçbir dönem bitmedi ve bitmezde! Bugünlerde iktidar parti, Erbakan’ın partisinin kazandığı belediyelerin başkanlarını transfer etti. Bu demokrasi ve siyasi ahlak adına yapılmamalıydı.
Maalesef! İktidar gücü ile transfer yapmanın verdiği ahlak duygusundan uzak siyasi kazanımları kaybettiren siyaset cambazlığıdır!Seçmenin verdiği oyların nereye gittiğini seçmende anlamıyor.
Bir seçim boyunca siyasi partinin adayı için yaptığı çalışmaların üstüne soğuk bir bardak su mu içmeli? Demokrasi anlayışına ters gelen bu gibi kazanımların Türk siyasetine ne kazandırdı? Böylece seçmenin verdiği oylara sahip çıkamayan siyasetçilerin her dönemde meclise girmesini sağlayan seçmenlerin dürüst olarak bildiği bu siyasetçi dürüst olabilir mi? Buradan da başka partiye katılmayacağı garantisi var mı?
YEREL SEÇİM BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ…
Yerel seçimlerde de yani uygulamayı görmek mümkün! Herhangi partiden seçilen başkanın da üyeleriyle birlikte istifa edip, başka bir partiye katılması son günlerde ortaya çıkan bu gibi düşüncelerin siyasetin ahlak duygusunu yok ediyor. Birde mecliste çoğunluğu elde etme düşüncesi siyasetçilerin öncelik verdikleri söylenebilir.
Mudanya Belediyesi’nde CHP’nin oy çoğunluğu sayesinde başkan istediği kararları hiç zorlanmadan çıkarttı. Belediyenin taşınmaz mallarının satışı için aldığı yetkiyi kullandı ve satarak 10 yılını tamamlayan bir başkan vardı!
CHP’nin kadrosundan meclise seçilen Mehmet Er neden istifa etti? O günkü başkanın tavırları ve düşüncelerine karşı çıkmasının sonunda ayrıldı.
Bu dönemde Mudanya Belediye Meclisi değişik mekânlarda toplanmaya devam ediyor. Belediye hizmet binası şehrin dışında olmasının verdiği dağınıklık ve kontrol edilmeme sorunun ortadan kaldırmak için belediye hizmet binası daha geniş bir alan içine alınması düşüncesini paylaşmak istiyorum.
Başkan Dalgıç, deniz kenarına tekrar yapılması düşünülen hizmet binasının yeri ve konumu uygun değil! Hem belediye araçlarının kapattığı giriş yolu trafik akışını kesmekte ve belediye hizmet ünitelerinin dağınıklığının oluşturduğu olumsuzluğa çözüm bulmanız gerekmiyor mu? Bütçeyi bitiren kişi belli değil mi? Halen neden bu kişiyi korumak için parti olarak gayret ediyorsunuz? Anlamakta zorlanıyorum!
Kim olursa olsun(!) suç işleyen hesabını vermekle mükelleftir! Bunu takip edecek olan sizin dürüst yaklaşımınız olmalıdır.
Başkan Dalgıç, seçim bitti! Mudanya Belediye Başkanı sıfatı ile Mudanya Belediyesi’nin hakkını korumak göreviniz olduğunu hatırlatmak isterim…
İlginç olan ana muhalefet olan AK Parti meclis üyeleri bu konuları gündeme neden taşımıyor?!
Sizlerin görevi belediyenin hakkını ve hukukunu korumak gözetmektir! Beş sene sonra yerel yönetimi almak istemiyor gibi siyasi bir düşünceniz olabilir mi? Muhalefetin gündeme taşıdıkları düşüncelerini mecliste değişik kişilerle gündeme taşımaları siyasi etik değil! Grup sözcünüzün görevi nedir?
AK Parti’nin siyasi düşüncesini yansıtacak olan grup sözcüsüdür! Sessiz siyasettin getirisi olmaz! Bu ısrarlı siyasetin faturasını seçmene çıkartmanız hiçbir zaman etik olmadığı gibi “siyasi ahlak” da olamaz! Türk siyasetinin temiz kana ihtiyacı var.
Genel ve yerel seçimlerde demokrasinin aksamasını ve yozlaşmasını sağlayan bu sistem değişmelidir! Her gün Anayasa değişimi için konuşan ağızların hiçbir zaman siyasi ahlak yasasını çıkartalım diyen olmayacak mı? Olmalı! Hem de ivedilikle siyasi ahlak yasası çıkartılmalı ve demokrasi ile siyasetin ahlaki değerlerine sahip olmalı!
HAFTANIN MESAJI
Siyasilerin meclis sıralarında birbirlerine yakışmayan sözlerle sataşılmasını üzülerek izliyoruz.
Sonrasında birbirlerinin yüzüne nasıl baktıkları anlaşılır gibi değil! Verilen oylara saygılı olmak için mecliste yasama ve yürütme olarak görevlerinizi demokrasi adına yapmanızı bekliyoruz!
Kavga ederek değil! Sevgi ve saygı içinde gerekli olan duygulara sahipsiniz! (Mehmet AKTOPRAK)