Mustafa Kemal Atatürk, bir çok ülke askerleri tarafından (İngiliz, Fransız, İtalya ve Yunan askerlerince) işgal edilmiş bir Osmanlı toprağı üzerinde yaşayan Türkler ile birlikte, onları zorlu savaşlardan sonra bu ülkeden kovan, tüm dünya ülkeleri tarafından tanınan ünlü bir Türk liderdir.
Bu denli güçlü olmasına rağmen, hırsına kapılmadan, özgür, demokratik, barışçı bir devlet kurmuştur.
Atatürk’ün doğumunun 100. yılı bağlamında Türkiye İş Bankası tarafından,17-22 Mayıs 1981 yılında Ankara’da,”Uluslararası ATATÜRK Sempozyumu” düzenlenmiştir. Yerli ve yabancı çok sayıda bilim insanları, Atatürk ve devrimleri ve görüşleri konusunda değerlendirmeler yapmışlardır. Bu değerlendirmelerden bir kaçını sizlerle paylaşmak düşüncesindeyim.
Brezilyalı Prof. Dr. Mendes: “Bizler, tüm Latin Amerikalılar, 1923’teki büyük parlayışından sonra bize 1938’e dek, çok şeyler öğretebilen bu yaşama ve bu yaşamın yıpratıcılığına en derin şükranlarımızı sunuyoruz. Biz ondan, ölümcül bir kararlılıkla nasıl cephede savaşıldığını, biz ondan bir ulus yaratmak için nasıl kararlı ve sebatlı bir irade gerekli olduğunu öğrendik. Bir ulus yaratma, değişmenin kendiliğinden bir sonucu değildir, ilerlemenin kendiliğinden ortaya çıkaracağı bir ders değildir. O, her türlü olumsuz koşullar karşısında her gün dövüşen, kendini ortaya koyan, büyüyen ve harekete geçiren bir iradenin sonucu ve ürünüdür.
Atatürk, kuşaklar arasındaki pergeli kırıp atarak bize, kalkınmanın, aşamacılığın talihsiz bir ipoteği olmadığını, tersine, bir iradeden yola çıkılarak gerçekleşebileceğin, bir yazgının canlandırılabilmesinden geçtiğini, biz tüm üçüncü dünyaya öğrettiği iletişim ve etkileşimin, duyulmadık anlamından kaynaklandığını göstermiştir. Burada ÖZERK bir ulus kavramının yaratılması söz konusudur.
57 yıllık yaşamı da başarılar ile doludur. 50 yılda yapılacak işin 5 yılda yapılabileceğinin örneğini tüm dünyaya gösteren bir liderdir.”
Prof. Dr. Suna Kili: “1939 yılında dünyadaki ekonomik durumu incelediğimizde Türkiye’nin, Sovyet Rusya ve Japonya’dan sonra, sanayideki üretim artışlarında dünyanın üçüncü ülkesi olduğu görülür. Yani 1930 ile 1939 yılları arasında Türkiye’deki ekonomik kalkınma hızı gittikçe artarak, Dünyada Türkiye üçüncü duruma yükselmiştir.
Bu bize neyi gösterir? Yetenekli, bilgili, yurtsever, çalışkan bir kadro olduğunda, bu kadro ülkesini daha iyi tanıdığından, sorunların çözümünde daha başarılı olurlar.
Türkiye, Atatürk’ün dönemindeki kalkınma hızını sürdürememişse bu, ondan sonra gelen siyasal kadroların tutarsızlığından, ülkemizin kalkınmasını yabancı reçetelere bırakmasından kaynaklanmıştır.”
Prof. Dr. Şerafettin Turan: Kurtuluş Savaşı‘nın başında ulusal sınırlar belirsizdi. Türk ulusunun topraklarını belirleyen ve bu topraklara bir sınır çizen ilk kişi Atatürk oldu. Atatürk, Türk ulusunun özelliklerinin korunması gerektiğine inanır ve bunu vurgulardı. Mustafa Kemal, siyasal bağımsızlığı, ekonomik özgürlüğün izlediğini, üçüncü aşamanın da kültürel bağımsızlık olduğunu belirtir.
Mustafa Kemal her zaman, Türk halkının, askeri güç ve yeteneklerinin yanında, çok uygar kişiler olduklarını vurgulamaya çalışmıştır. Yüzyıllar boyunca Türkler, köklü kültürlere sahip,uygar bir halk olmuşlardır.Mirasçısı olduğumuz bu kültürün bilincine varmalı ve bundan kıvanç duymalıyız.
Atatürk’ün ilk beş ilkesi evrenseldir. Laiklik ise özellikle Arap ülkelerinde tepkiyle karşılanmıştır. Bu ilkeyi diğerlerinden ayırdığımızda, Atatürk devrimlerini tamamlanmış sayamayız. Türk ulusu, şeriata dayalı bir yönetiminin kalıntılarından çıktı. Laiklik ise bir ulusun oluşumunda yer alan en önemli ilkelerden biridir.
Atatürk batılılaşmadan değil, çağdaşlaşmadan söz etmiştir.
Şimdi de Dünya liderlerinin Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki sözlerine göz atalım.
Fidel Castro: Ben de devrim gerçekleştirdim, ancak Atatürk’ün yaptıklarını yapamazdım
Türkler sağdan sola doğru yazarken, harf devrimi ile tam tersi yönde yazmaya başladı. Kıyafet devrimi, Medeni Kanunla kadınlara getirilen statü çok önemliydi. Ona ve devrimlerine hayranım. Kendinize başka bir lider aramayın.
Eyüp Han / Pakistan Cumhurbaşkanı: Kemal Atatürk yalnız bu yüzyılın en büyük adamlarından biri değildir. Biz onu, geçmiş tüm çağların en büyük adamlarından biri olarak görüyoruz. Askeri bir deha, doğuştan bir lider ve büyük bir yurtseverdir. O yalnız sizlerin sevgili lideri değildi. Dünyadaki tüm Müslümanlar gözlerini sevgi ve hayranlıkla ona çevirmişlerdi, O, dünyamızda yeniden siyasi uyanış yönünden, ileriye doğru cesur bir adım atmış bir avuç insandan biriydi.
Değerli okuyucular, ülkemizin kurucusu, ulu önderimiz hakkında söyleyecek, yazacak o kadar çok konu var ki bu bir sayfalık makale içine sığmaz.
Yazmaya kitap sayfaları yetmez.
Hoşça kalın… Atatürk sevgisiyle kalın…