Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--

Deprem ve hazırlık622 defa okundu

kategorisinde, 20 Şub 2023 - 13:39 yayınlandı.
Deprem ve hazırlık

Ortaokula devam ettiğim yıllarda, yaz tatilinde Samsun’dan Erzincan iline götürmüştü babam beni. Yıl 1965 idi yanılmıyorsam. Orada, yıllar önce olmuş bir deprem için, depremlere uygun evler inşa ediliyordu.

Tek katlı beton temel üstüne, tuğla evler inşa edilecekti. Babam da onların inşası işlerini yapıyordu. İlk kez orada duymuştum deprem olayını. 1939 yılında olmuştu bu büyük yıkım.

Erzincan, etrafı yüksek dağlar ile çevrili bir tepsi gibi, ovanın üstüne kurulmuş bir şehir. Büyük yıkım ve kayıp yaşanmıştı.

Aradan yıllar geçti. Bu defa lise yıllarındayken, Gedizde deprem oldu. Kömür madenlerinde çalışan akrabalarım vardı. İzin alarak onların durumlarını öğrenmek için gittim bir hafta sonu. Yanılmıyorsam yıl 1968 idi.

Uzun bir yolculuktan sonra ilçeye gidebildiğimde, kış mevsiminin karanlık ve hüzünlü bir gününde, puslu, yağmur yüklü, soğuk havasının içinde ölüm kokusunu da alıyordu insan..

Tam bir matem havası vardı etrafta. Şehir, ölenleri için yastaydı sanki. Akrabalarımdan bir kayıp yoktu. Çalışma durduğu için memleketlerine sağ olarak dönmüşlerdi.

Daha sonraları, Eskişehir’de bir görev nedeniyle bulunduğum sırada, Gölcük, Sakarya depremiyle tanıştık. Bir akşam zamanı, kirada oturduğumuz yüksek katlı, yeni yapılmış bir bina içindeki dairemizde, şiddetle sallandık bir akşamüstü.

Binamız sağlamdı ama zemin yumuşaktı. Dere kıyısında çok eski bir apartman çöktü ve 30a yakın vatandaşımız yaşamını yitirdi bu olayda.

Aradan biraz zaman geçtikten sonra bir arkadaşımızın minibüsüne yardım malzemeleri yükleyerek, Sakaryaya yardıma gittik. İlk gördüğümüz şey, neredeyse tüm binaların yıkılmış olmasıydı. Ancak, evleri yıkılıp dışarıda, öbek öbek oturmuş olan hemen her ailenin yiyecek, içecek malzemeleri vardı.

Az da olsa ihtiyacı olanlara dağıtarak, büyük bir üzüntü içinde geriye döndük.

Daha ilerideki zamanlarda yerel olarak küçük depremler olmuş ve gerekli yardımlar zamanında yapılabilmişti.

Ancak bu defa olan DEPREM şimdiye kadar olanların içinde, hem en şiddetlisi hem de aynı şiddette iki kez üst üste olmasıydı. Aynı zamanda 10 ilde yıkım olmuştu. Bu durum, deprem alanından uzakta olan bizleri çok üzdü. Günlerce süren arama kurtarma faaliyetleri sırasında, tüm halk gözyaşlarını tutamadı.

2020 yılında Elazığ Sivrice depremi sonrasında, kendisi de Elazığlı olan Prof. Naci Görür, ilerdeki yıllara dikkat çekerek, özetle; “Ülkenin güneyine doğru uzanan fayın, Kahramanmaraş kısmının kırılabileceğini ve bu nedenle hazırlıklı olmak gerektiğini” belirtmişti.

Bu uyarıdan sonra yıkım meydana geldi ve FAY üzerinde bulunan yaklaşık 10 ilde büyük ve geniş bir alanda yıkımlar oldu. Edinilen bilgilere göre, yaklaşık 10 bin ölüm ve 78 bin yaralı vatandaşımız var. Bu rakamların daha da artma olasılığı bulunuyor.

Hepimizin başı sağ olsun, yaralılarımıza acil şifalar dileriz.

Bilim insanlarının bir sözü vardır.”Deprem öldürmez, ihmal öldürür” diye.

İhmalin en başında Hazırlıksız olmak geliyor. Bir diğeri ise “Afet sırasında yapılacaklar” ile ilgili planlar olması gerekir. Bu plan kapsamında, eşgüdüm de önemli. Bunlar olsaydı, afet sırasında bu kadar karmaşa olmazdı diyor bilim insanları.

Diğer yandan, gördüğümüz kadarıyla birçok bina ayakta kalmışken, hemen yanlarında birçok bina da yıkılmış durumda. Demek ki yıkılan binalar DEPREM durumuna uygun değil. Bunların denetimleri inşaat sırasında yapılmamış olmalı. Diğer yandan, mevcut binaların da denetimleri yapılarak belgelendirilmelidir.

Ya da birçok kez yapılan, imar aflarından yararlandırılan yapılar bunlar.

Diğer yandan, vatandaşlarımızın da deprem hazırlıklarının tam olmadığını anlamış olduk. Başka bir durum ve en önemlisi ise, AFET sırasında hemen müdahale çok önemliyken, görevli kuruluşlarının buna tam hazırlıklı olmadığı konusunda bir çok şikayetler de var.

Böyle durumlarda, olaya hızla müdahale edebilmek için, önceden hazırlanmış kapsamlı planlar olmalı ve sık sık tatbikatlar yapılmalıdır. Afet durumuna en kısa zamanda müdahale etmek için bir yerlerden emir ve talimat beklemeden, kamu ve sivil örgütler hemen harekete geçmelidir.

Evlerimizde ise devrilmesi olası eşyalar sabitlenmeli, deprem çantaları hazırlanmalı, güncellenmeli, aile bireyleri de tatbikat yapmalıdır.

Eğer ölümler, yıkımlar olmasın istiyorsak, topyekûn hazırlıklı olmalıyız. Artık, yöneticiler ve halk olarak şunu anlamalıyız ki DEPREM KUŞAĞI ÜZERİNDE BULUNAN BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ.

Bizden daha fazla depremlere uğrayan JAPONYA’da, neden daha az zayiat oluyor? diye düşünmeli ve onların yapı inşa sisteminden örnek almalıyız.

İhmaller ve eksiklikler nedeniyle kayıplarımız olduğu için çok üzüntülüyüz. Dileğimiz odur ki bir daha bu tür olaylar yaşanmasın, yaralarımız en kısa zamanda sarılsın…

Google News Mudanya Haberleri Telegram MUDANYA Kanalı
Etiketler:
Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ