İki üç günde bir onların sokağından dilenci geçer. Bir tanesi ki Suriyeli olduğu konuşmasından ve görünüşünden belli. Evinin önündeki kaldırımdaki otları yolarken ona yaklaştı.
Hava serin olmasına rağmen ayakları çıplak. Üzeri hırpani .Elini tutmuş olduğu beş yaşlarındaki kız çocuğu da hırpani ve yalınayak.
Aç kedilerin yiyecek isterken miyavlamaları ve ayak dibinden ayrılmadan adeta yalvarırcasına sızlanmaları gibi yapıştı ona.
Yalvarıyor, dualar ediyor, bir iş varsa yapayım diye sızlanıyor. İkircikli adam. Kandırılmak istemiyor. Sonra.. Küçük, boynu bükük çocuğa baktıkça ikna oluyor.
Artık yardım etmekliğinin gerekli olduğunu ama nasıl yapacağını düşünüyor. Bari bu otları ona yoldurayım birkaç lira veririm diye aklından geçiriyor.
Hemen alıyor elinden tırmığı, otları yolmaya başlıyor Suriyeli dilenci. Bu arada dilenciye soruyor.
Çocuk kendisininmiş. Annesi Suriye’de kalmış. Hacıbaba Camii yanındaki parkta kalıyorlarmış. Kışın hoca onu cami yanında kapalı bir yere alıyormuş. Cami cemaati de yardım ediyormuş.
O çalışırken içeriden birkaç kışlık ayakkabı çıkarıyor adam. İşi bitince giyiyor dilenci. İyi oldu diyor. Bu arada bir çadırı olsaymış, parka kurar orada yatabilirmiş.
Çadır alacağına dair söz alıyor kendisinden ve bir çadır parası veriyor yardımsever adam. Çadır alıp almadığını kontrol edeceğini de üstüne basarak birkaç kez söylüyor. Minik çocuğa içi çok acıyor..
Aradan birkaç gün geçiyor. Parkta kurulu bir çadır yok.”Demek kandırıldım” diye düşünüyor.
Birkaç gün sonra onu yolda dilenirken görüyor. Ayağında yine ayakkabı yok. Çocuk da kendisi de hırpani . Hep aynı durumda ve aynı öyküyü anlatıyor.
Göz göze geliyorlar dilenciyle. Önce şaşırıyor sonra gözlerini kaçırmak için başını diğer yana çevirerek çabucak uzaklaşıyor oradan sahte dilenci.
Adam ise yine yardım ederken kandırılmanın kızgınlığını yaşıyor. Bir daha yardım yapmayacağı konusunda kendisine söz veriyor.
Benim de arada bir böyle olaylar başıma gelir. Her ne kadar kendime bu konuda bir çok kez söz vermiş olmama rağmen.Yardımın yerine gitmediğinden ziyade kandırılmış olmak çok ağrına gidiyor insanın.
Ülkemizde o kadar aldatan, yalan söyleyen, kandıran var ki!
Bu nedenle insanlarımızın bir birine güveni kalmadı.
Hele siyaset yapıyorum derken halkı kandıranlar..
Siyaset kandırmaca olmuş ülkemizde. Kandırmacayı siyaset yapmak sananlar o kadar çok ki!
Sırf bu nedenle siyasetle uğraşanlara karşı halkın güven duygusu en alt sıralarda değil mi?
Bu kandırmacayı üzülerek söylemeliyim ki ticaret ortamında da çok sık karşılaşıyoruz. Güven olmaz ise nasıl bu insanlar bir arada yaşayacak? Nasıl dirlik düzen olacak?
KOMİTE Mİ MECLİS Mİ?
Seçimden yeni çıkan Mudanya Kent Konseyi, Ozan Kozan başkanlığında oluşturduğu tüm organlarıyla birlikte ilçemiz halkına geçtiğimiz günlerde bir tanıtım sunumu yaptı.
Geniş bir halk katılımı oldu. Başkan, yönetim kurulu üyelerini, mahalle meclisleri yöneticilerini ve çalışma kurulu başkanlarını tanıttı.
Ayrıca, önümüzdeki günlerde yapılacak işlerden söz etti. Gayet güzel, dolu ve beğenilen bir etkinlik ortaya çıktı.
Dinleyiciler arasından bir vatandaş Mahalle Meclisi yerine Komite denmesin daha uygun olacağı konusunda uyarı yaptı. Ancak “Komite” sözcüğünün Fransızca olduğundan sanırım bilgisi yoktu. Bu “Alt Kurul” demekti.
‘Mahalle alt kurulu’ da denemeyeceğine göre en uygunu “Mahalle Meclisi” diye adlandırmaktır. Çünkü mahalle sakinlerinden partisine, statüsüne bakmadan, mahalleyi temsilen seçilecek kişilerden yaklaşık 40-50 kişilik bir genel kurul oluşturuluyor. Bunların içinden, aralarında Muhtar ve Kent Konseyi temsilcisi de olmak koşuluyla yedi ya da dokuz kişilik yürütme kurulu seçiliyor.
Konsey temsilcisi toplantılara başkanlık yapıyor. Ayda ya da belirlenen zaman diliminde meclis toplanıyor, mahalleyi ilgilendiren konular, sorunlar görüşülüyor, alınan kararlar ve öneriler Konsey başkanlığı aracılığı ile ilgili kurumlara iletiliyor.
Bu meclis toplantılarında katılımcılara, yetkili kişiler tarafından, sağlık, güvenlik vb. konularda bilgiler de aktarılıyor.
Mahalle Meclislerinin oluşumunu ve çalışmasını küçümsememek gerekir.
Hayırlı olsun, Kent Konseyi’nin tüm görevlilerine başarılar dilerim.


