Neme lazım, Mudanya, Mudanyalılar burada yoksa da Allah var, eğri oturup doğru konuşmalı.
10 gün boyunca Mudanya’nın yaptığı muamele, fedakârlık, Allah için hürmetlere layıktır. Mudanya’dan Japonya’ya kadar dünyanın gazetecileri bu küçük memlekete üşüştüler. Bir alay diplomat, memur, zabıta, sivil halk da ayrıca misafir oldu.
Mudanya’nın gösterdiği misafirperverlik dillerine destan oldu. Yemek, içmek, yatmak, istirahat etmek, iyi yaşamaya alışmış insanların rahatlarını sağlamak kolay bir şey değil.
İşte bakınız, 4,5 gazeteci koca Bursa’da 100 dirhem üzüm ile 2 dilim peynir ikram edilmediği halde Alimallah Mudanya’da sabah kahvaltıdan karnımız davul gibi şişti de öğle yemeğine yer kalsın diye 6 kilometre yol koşup hazmetmeye çalıştık. Gerçi biz gazeteciler biraz fazlaca geldik ama Mudanya bize arsızlık etmeye meydan bırakmadı.
Bir tabak yemek, iki ot minder için Bursa Belediye Salonu’nda bin 500 protesto nutku söyledik de ‘bana mısın’ diyen çıkmadı! Halbuki Mudanya’da biraz daha yüzsüzlük edip de, kuş sütü de isteriz demiş olsaydık, bilmem ama ona bile “İşte burada” diyeceklerdi.
Gerçi Bursa’da çok şekerli köpüksüz bir kahve içmek mümkün oldu ise de Mudanya’nın sütlü çayları, kaymakları, pastaları bir türlü aklımızdan çıkmıyor vesselam!
Hele Frenk gazetecilerini sormayınız… Herifçioğulları kaba döşekleri, halı minderleri, yemekleri görünce konferansın kırk yıl devam etmesini arzuladılar.
Bereket versin İsmetli dehşet Paşamıza! Çizmeli ayağıyla bir direnince ne Harrington’da derman kaldı, ne kopuk gazetecilerde... İki söz bir imza, yallah kapı dışarı!
20 Ekim 1922 Peyam-ı Sabah Gazetesi.
Kurtuluş basınında Mudanya sadece bu gazete yazısı ile oluşmamış.
Mudanya Mütarekesi sırasında görüşmeler yapılırken dünyanın her ülkesinden gelen gazetecilerin durumu anlatılıyor bu projede.
Proje danışmanı Sayın Cavide Pala. Koordinatör ise Halime Topal. Araştırmacılar Cavide Pala, Ayşenur Ünal. Grafik tasarımı ise Buse Yazıcı Çayır tarafından yapılmış.
Metro ile Setbaşı durağında inince hemen karşımıza çıkıyor bu projenin panoları. Bilhassa her Mudanyalı’nın gidip görmesini, Mütareke zamanlarını yeniden yaşamasını salık veririm.
Benim yaptığım sadece kısa bir bölümüydü bu güzel etkinliğin. Düzenleyen ve halkın bilgisine sunan proje uygulayıcılarına yürekten teşekkür ederim.
Mudanya’nın nerelerden, ne zorluklarla ve savaşın bitirilmesi anlaşmalarının yapıldığı sırada ortaya koyduğu fedakarlıkları da bu projedeki yazılarda okumaları, görmelerini çok isterim her Mudanya sakininin.
İşte o zaman Mudanya’nın yerlisi, yabacısı ayrımı yapan az sayıda da olsa insanlar biraz utanırlar kendilerinden. Ayrıca değerli komutan, Türk heyeti başkanı ve 2. Cumhurbaşkanı Sayın İsmet İnönü’ye de yapılan haksız eleştirileri de unuturlar.
Diğer yandan, yabancı güçler tarafından işgal edilen ilçemizin işgalden kurtarılıp, Kurtuluş Savaşı’nın galibiyetle sonlandığı AteşKes Anlaşmasına ev sahipliği yaptığını da unutanlar hatırlamış olurlar yeniden.
Ve hep birlikte, ilçemizde az sayıda da olsa halkın alanlarını işgal etmiş bulunan kişi yada gruplara karşı mücadele verilebileceğini anlarlar. Kendi alanlarına sahip çıkarlar.
Halka ait alanların yine halka geri verilmesine el atarlar.
Çocuklarımızın, torunlarımızın rahatça oyun oynayacakları, halkımızın, beton yığınları arasındaki yeşilliklerde, geniş sahil kıyılarında piknik yapıp, nefes alabilecekleri alanlara kavuşurlar.
Sizce bunun için mücadele etmeye değmez mi?