Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
mecidiyeköy escort

101 yıl önce Batı emperyalizminin boyun eğdirildiği gün403 defa okundu

kategorisinde, 09 Eki 2023 - 15:00 yayınlandı.
101 yıl önce Batı emperyalizminin boyun eğdirildiği gün

11 Ekim 1922 Mudanya Mütarekesi

Bundan 53 yıl önce Mudanyalı genç bir hukukçu olarak kaleme aldığım “Mudanya Mütarekesi” başlıklı yazım 11 Ekim 1970 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanmıştı.

Bu naçiz makalem şöyle başlıyordu:

“…Milli tarihimize, özellikle yakın tarihimize karşı öteden beri büyük bir ilgisizlik duyarız. Bırakınız Osmanlı Türk tarihini, çoğumuz İstiklâl Savaşımızın kronolojik safahatını bile bilmeyiz. Bu kültür zayıflığının en önemli nedeni, muhakkak ki Türkiye’de milli tarih öğretimine gereken önemin verilmemesi ve öğretim kurumlarımızda uygulanan, tarih müfredat programlarının çok yanlış ve yetersiz olmasıdır.

Şahnamelere sığmayacak kadar büyük bir zafer destanı olan Türk Bağımsızlık Savaşı, sadece ortaokul ve liselerimizin son sınıflarında ‘Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’ adı altında okutulur. Bu kutsal savaşımız, 150-200 sahifelik bir kitaba sığdırılmıştır. Üniversitelerimizde durum orta öğretimden farksızdır. Fakültelerimizde Devrim Tarihi diye bir ders’ vardır ama, bu ders adeta bir formalite olarak programa konmuştur. Yıllar önce bir tarihte Ankara Üniversitesinde yapılan bir Devrim Tarihi sınavının neticesi bu bakımdan çok ilginçtir. Kuvay-ı Milliye Ruhundan ne anlıyorsunuz? şeklinde sorulan bir soruya, öğrencilerin büyük bir çoğunluğu cevap verememiş ya da verdikleri cevaplar doyurucu olmamıştır…”

Evet bugün Ulusal Kurtuluş Savaşımızı mutlu sona erdiren, bizlere Lozan yolunu açarak laik Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşunu müjdeleyen bu onur günümüz üzerinden 101 yıl geçmesine rağmen Mudanya Mütarekesi tarihsel öneminden hiçbir şey yitirmedi.

Kuşkusuz bu olgu, ulusal bağımsızlık savaşımızın Türk Ulusunu yok etmek isteyen batı emperyalizmine karşı verilmiş olmasından, bu kutsal savaşımızın zaman kavramıyla bağlı olmayan kendine özgü niteliğinden, her zaman çağdaş, her dönem geçerli olacak hümanist ve evrensel değerler ve ilkeler içermesinden kaynaklanıyor.

Değerli aile dostumuz rahmetli Prof. Cahit Tanyol’dan dinlemiştim:

Bir Batılı gazeteci, Mustafa Kemal’e; “Yunanlılarla yaptığınız bu savaş hakkında sizden bilgi almak istiyorum” diye söze girişir. Kendince bazı sorular sormak ister. Mustafa Kemal, bu gazetecinin sözünü keser. Onu azarlarcasına hemen şu yanıtı verir: “Efendim? Anlayamadım? Yunanlılarla mı dediniz?!!!”

Elbet böyle karşılayacaktır Mustafa Kemal, bu cahilane soruları. Çünkü O, emperyalizme karşı savaşmış ve başarmıştı. Yeni Türk devletinin doğuşunu müjdeleyen ulusal onur belgemiz Mudanya Mütarekesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş harcında en belirgin özelliğin antiemperyalist ve antikapitalist nitelikli olduğunu gösterir. Ulusal bağımsızlık savaşımızın Yunanlılara karşı değil, gerçekte emperyalistlere karşı verildiğinin en somut ve veciz belgesidir Mudanya Mütarekesi. Bu silah bırakışmasında Türk delegasyonu ile müzakereye girenler İngilizlerdir, İtalyanlardır ve Fransızlardır. 11 Ekim 1922’de düzenlenen bu sözleşmeye İngiltere adına General Harrington, İtalya adına General Monbelli, Fransa adına General Charpy imza koymuşlardır.

Mudanya Mütarekesi’ne (silah bırakışmasına), kendilerini doğrudan ilgilendirdiği halde katılmayıp Mudanya açıklarında bir savaş gemisinde beklemeleri ve daha sonra yetki konusunda çekince (ihtirazi kayıt) koyan ve Mudanya’daki silah bırakışması sözleşmesinin Yunanlıların yerine emperyalist devletlerin imzalarıyla oluşturulması gerçeği Anadolu macerasına Batılı emperyalistlerin kışkırtmasıyla sürüklenen Yunanlıların, İstiklal Savaşı’mızda bu “Batılı Güçlerin” güdümünde sadece bir piyon olduklarını kanıtlar.

Ne acıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki bu antiemperyalist ve antikapitalist temel, özellikle 1950 yılından itibaren ülke yönetimini ele geçiren siyasal iktidarlarca gözardı edilmiş ve yozlaştırılmıştır. Bunun sonucu, bugün yurdumuz Batı kapitalizminin ve emperyalizmin güdümüne girmiş, ekonomi alanında olduğu gibi iç ve dış politikada ve askeri alanda büyük ölçüde bağımsızlığını yitirmiş bir ülke konumundadır.

Mudanya Mütarekesi ile Edirne dahil tüm Trakya savaşsız kazanılmış; kurulacak yeni Türk devletinin dış siyasasının duygusallıktan uzak, ulusal onurun ön planda tutulduğu, gerçeklere dayanan bir temel üzerinde yürütüleceği bu onur belgesi ile açıkça vurgulanmıştır.

Bugün pek çok tarihçinin ve devlet yönetiminde görev alan kimi siyaset adamlarının gözardı ettiği bir gerçek vardır. Bu gerçek, son Osmanlı Mebusan Meclisi toplantısında belirlenen Ulusal Ant’ın (Misak-ı Milli) toprak ile ilgili kimi hükümlerinin Ulusal Kurtuluş Savaşı süresince coğrafi ve sosyolojik gerçekler nedeniyle değiştirilmiş olması ve Mustafa Kemal’in eşsiz öngörüsü ile deniz aşın yörelerden ve ulusallık kavramıyla bağdaşmayan bölgelerden kaçınılarak hayalcilikten uzak, gerçekçi bir ulusal sınır stratejisinin belirlenmiş olmasıdır.

İşte Mudanya’da gerçeklere dayanan bu iç ve dış siyasal ile 101 yıl önce Türk ordusunun ve Türk Ulusunun bir ve beraber olarak dünyanın tanık olduğu “İlk Bağımsız Savaşı” verilerek batı emperyalizmine Mudanya’da boyun eğdirilmiş oldu.

Bu nedenle Mudanya Mütarekesi’nden, dış politika açısından çıkarılacak pek çok dersler vardır. En önemlisi de “Ulusların dış politikalarının duygusallıktan çok akla, gerçeklere ve uluslararası siyasal dengelere dayanması” gerektiği gerçeğidir.

Ne yazık ki yıllar önce Musul’un ve Kerkük’ün Misak-ı Milli (Ulusal Ant) sınırlar içinde olduğunu iddia ederek “Bir koyup üç alacağız” şeklindeki uluslararası siyasi ve stratejik gerçeklerden uzak duygusallıklarla hareket edilerek Türk dış politikası büyük açmazlara sürüklenmişti. Bugün de öngörüsüz gerçeklerden uzak dış politikalarla tarih boyunca daima bir siyasal bataklık olmuş, Ortadoğu özellikle Suriye politikası da ne yazık ki başarısızlığa uğramıştır. Türk Ulusu’nun hiçbir zaman hak etmediği bu dış politikalardaki başarısızlık, ülke yönetiminde görev alanların Anadolu İhtilali’nin tarihsel anlamını kavrayamamış olduklarından, yine Sevr’in anlamını bilmediklerinden yada bilmek istemediklerinden Mudanya’dan Lozan’a hangi koşullarda gidildiğini anlayamadıklarından, anlamak istemediklerinden ve bu zihniyetteki siyasal iktidarların öngörüsüz, yanlış iç ve dış siyasadan kaynaklanmıştır.

Evet, bugün Türk Ulusu’nun bağımsızlığını ve laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu müjdeleyen Mudanya Mütarekesi’nin 101. yıldönümünü kutluyoruz.

Bu yıldönümü vesilesi ile bugün Mudanya Mütareke binasını ziyaret edecekler orada orijinal metni Fransızca yazılı barış sözleşmesinin sonuç bölümünde yine Fransızca yazılı şu sözcükleri okuyacaklardır: Pour le gouvernementde la grande assamblée national de Turquie (Türkçesi: Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adına)

İmza: M. (Mustafa) İsmet

Basit gibi görünen bu sözcükler bundan 101 yıl önce Türk ulusu için çok büyük bir anlam taşıyordu. Zira Batılı emperyalistler uluslararası bu resmi sözleşmeyle ilk kez Tük Ulusu’nun verdiği bağımsızlık savaşı sonunda yenildiklerini kabul ediyorlar, uluslararası bu sözleşmeyle Türkiye Büyük Millet Meclisi adına İsmet Paşa’nın imza koymasıyla yeni bir Türk devletinin doğuşu 11 Ekim 1922 tarihli Mudanya Mütarekesi ile bütün bir dünyaya ilan ediliyordu.

Böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ölümsüz başkanının deyimi ile, “…Türk ulusu mukadderatını Büyük Mille Meclisi’nin yetenekli ve yurtsever eline emanet ettiği günden itibaren karanlıkları sıyırıp kaldırıyor ve ümitleri boğan felaketlerden milletin gözlerini kamaştıran güneşler ve zaferler çıkarıyordu” “…Ondan sonra içerde ve dışarda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni bir toplum, yeni bir devlet ve bunları başarmak için arasız devrimler…”

Bugün Mudanya Mütarekesinin 101. şeref yılını idrak ederken, başta Türk devriminin en büyük kahramanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve Mudanya Mütarekesi’ni başarıyla yöneten ve bizlere Lozan Barış yolunu açan Mustafa İsmet İNÖNÜ’yü ve Türk İstiklal Savaşı’nın kahraman ve üstün ahlakla mücehhez tüm komutanlarını, tüm vatan şehitlerini sonsuz minnet ve saygı ile anıyor; laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki temel felsefe ve nitelikleri unutturup yok etmek isteyen ve bunun için Türk devletini içten kuşatarak eşsiz Türk devrimini tersine çevirerek laik Türkiye Cumhuriyetini yok etmek, ülkemizi BOP projesiyle bölüp parçalamak isteyen Batı emperyalizminin ve onların yerli işbirlikçilerinin Büyük Türk Ulusu’nun azim ve kararı karşısında bu emellerine asla ulaşamayacaklarını bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Google News Mudanya Haberleri Telegram MUDANYA Kanalı
Haber Editörü : Tüm Yazıları
Hukukçu| Mudanya Mektubu
YORUM YAZ