24 Temmuz 2024 Çarşamba günü Türk Milleti’nin emperyalistlere karşı İsviçre’nin Lozan kentinde siyasal alanda kazandığı büyük bir zaferin 101. yıl dönümü.
Türk Vatanı, 1. Dünya Savaşı sonunda yenilen Osmanlı İmparatorluğu ile Batılı emperyalistler arasında 30 Ekim 1918 tarihinde yapılan Mondros ve 10 Ağustos 1920 tarihinde yapılan Sevr antlaşmaları sonucunda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunanlılar tarafından işgal edildi.
Türk Milleti, 30 Ekim 1918 tarihinden sonra Samsun Antep, Maraş, Urfa, Adana’da ve yurdumuzun diğer kentlerinde daha sonra da 15 Mayıs 1919 Yunan işgali sonucu tüm Batı Anadolu’da başlayıp Orta Anadolu kentlerine Eskişehir’e yapılan bu işgallere karşı direndi. Batı Emperyalizmine karşı Mustafa Kemal önderliğinde verdiği şanlı bir Bağımsızlık Savaşı sonucu Anadolu topraklarının 783 bin kilometrekare oluşan bölümünün tapu senedini kazandığı Lozan Zaferi’nin 101. yıl dönümünü kutluyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşunu müjdeleyen, etnik kökeni ne olursa olsun tüm Türkiye halkı olarak Türk Milleti üst kimliğiyle Mustafa Kemal ve kendisi gibi yiğit arkadaşlarının önderliğindeki milli ordusuyla, el ele vererek kazandığı ve dünya tarihinin tanık olduğu ilk bağımsızlık savaşı sonucunda Türk Milleti, batı emperyalizmine karşı 101 yıl önce Lozan’da büyük bir siyasal zafer kazandı. Bu nedenle ‘Lozan bir hezimettir‘ diyenlerin sözüne Türk milletinin duyarlı evlatları asla itibar etmemesi gerekir.
Eskişehir’de köşe yazarlığı yapan bir Türk Vatandaşı gazetedeki köşesinde bu konuda yıllar önce şunları yazmıştı:
“… Dünyanın başka bir ülkesinde yurdunu işgal eden düşman kuvvetlerinin topraklarından silinip atılmasına üzülen ve ‘Keşke onlar kazansaydı‘ diyenler var mıdır? Hiç sanmıyorum!…”
Ve köşe yazısının bir bölümünü aktardığım bu duyarlı Türk vatandaşı şöyle devam ediyor:
“…. İzmir’den Ankara yakınlarına kadar yayılan Yunan işgali sırasında yaşananlar Milli Mücadele tarihinin en acı ve en hazin olaylarını oluşturmuştur. Ankara’ya saldırıya hazırlanan Yunan Kuvvetleri, 8 Temmuz 1920’de Bursa’yı işgal etti. Yunan Ordusu’nun bazı subayları (ve Venizelos’un oğlu Sofokles) Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin, (Bursa Tophane‘deki) türbesine girdiler. Fotoğrafçısını yanında getiren Sofokles Osmanbey’in sandukasına ayağını dayayarak şöyle sesleniyor: ‘… Kalk Koca Osman!.(Kalk da Bursa’yı kurtar).. Senden intikam almaya geldik. Bak kurduğun devlet parça parça oldu. Bursa’yı eski sahibine iade ettik. Senin neslin şimdi elimizde, bize köle durumunda bulunuyor. Kalkta gör! ve fotoğrafçısına seslenerek, ‘Çek bakalım bir Bursa hatırası…‘ diyor. Yazarımız bu fotoğraf ile ilgili şu yorumu yapıyor. “Bu fotoğraf karesine “Keşke Yunan Kazansaydı” diyenleri de dahil etmek lazım…”
15 Temmuz 2016 günü ülkemizde laik Cumhuriyetimize karşı Amerika destekli FETÖ’cü bir darbe girişimi yaşandı.
Amerikan destekli bu FETÖ’cü darbeyle sevgili yurdumuz, laik Cumhuriyetimiz ve Atatürk devrimiyle gelen Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kazanımları tümüyle alaşağı edilmek üzere batı emperyalizminin desteği ile işgal edilmek istendi.
105 yıl önce 15 Mayıs 1919’da güzel İzmir’i ve daha sonra Ankara ve civarı hariç tüm Anadolu’yu topla tüfekle işgal eden emperyalistlerin bugünkü yerli işbirlikçileri vasıtasıyla, özellikle 12 Eylül 1980’den sonraki yıllarda Türk Milleti’nin saf ve temiz, ama zeki onbinlerce Türk gencini kandırarak illegal merdiven altı eğitimleriyle laik Cumhuriyet ve Atatürk Düşmanı olarak yetiştirdiler. Sonra bu kişileri başta Türk Ordusu ve Emniyet Teşkilatı olmak üzere Cumhuriyetimizin hemen hemen tüm kamu kuruluşlarının kritik birimlerine gizlice yerleştirdiler. İşte 15 Temmuz 2016 FETÖ’cü hain darbe girişiminin alt yapısı özellikle 1980 yılından sonra ülkemizi yöneten sağ iktidarların göz yummasıyla, yavaş yavaş böyle oluşturuldu.
Yine Batı’nın emperyal güçleri, 1984 yılından beri kendileriyle birlikte hareket eden yerli işbirlikçilerinin desteğiyle başta ABD olmak üzere Batı emperyalizmin silahlı gücü olan PKK ile Türk Milleti’nin çelikleşmiş bir ifadesi Türk Ordusuyla büyük bir mücadeleye girerek Türk Milletini ekonomik açıdan zaafa uğramasını amaçladı. Bu silahlı mücadelesi 40 yıldır devam ediyor. 40 yıldır bu uğurda onbinlerce vatan evladı şehit oldu.
Bu nedenle Batı emperyalizmi, Doğu ve Güneydoğu’da PKK vasıtasıyla yürüttüğü bu mücadelede Türk Milleti’nin 101 yıl önce Lozan’da kazandığı büyük bir siyasal zaferi değersizleştirmek, Türk Vatanı’nın tapu senedini delmeyi, Türk Devleti’nin üniter yapısını bozmak istiyor.
Türk Milleti olarak Milli Birliğimizi koruyarak canlarımız pahasına da olsa bu tapu senedimizi deldirtmemek, laik Cumhuriyetimizi korumak zorundayız.
Lozan’ın 101. Yıldönümü vesilesiyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve büyük Devlet Adamı İsmet İnönü olmak üzere Lozan’da görev yapan bütün Lozan kahramanlarını ve bu siyasal zaferimizin asıl mimarları olan Türk İstiklal Şehitlerini rahmetle anıyor ve mekanlarının cennet olmasını Allah’tan diliyorum.
Yine PKK ile mücadelede Güneydoğu ve Doğu’da şehit düşen onbinlerce vatan evladını yine 15 Temmuz 2016 günü hain FETÖ darbesine karşı vatanlarını savunurken şehit düşen 251 Türk yurttaşını rahmetle anıyor ve mekanlarının cennet olmasını Yüce Rabbim’den diliyorum.
20 Temmuz 2024 günü Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50.yıldönümü…
KKTC Devleti’nin kurulmasına vesile olan başta Mudanyalı Ali Nihat Gerede’nin de dahil olduğu 838 şehidimize ve vefat eden gazilerimize Yüce Rabbim’den rahmet ve mekanlarının cennet olmasını diler, şanlı Ordumuzun yaşayan gazilerini ve kahraman tüm mensuplarını sevgi, saygı ve minnetle selamlıyoruz.