Sözcü Gazetesi’nin 28 Aralık 2020 günlü nüshasında manşetten verilen bir haberde şöyle bir başlık dikkatimi çekti. “Adıyaman Müftüsü Fetva Verdi: Yılbaşını Kutlamak Kimlik ve Kişilik Bozukluğudur”. Bu başlıkla verilen haber 10. sayfada Müftü’nün ileri sürdüğü; yılbaşının kutlanması aşağılık kompleksidir iddiasıyla devam ettirilmiş.
Sözcü’nün Güneydoğu Bölgesi Muhabiri olduğunu sandığım Ali Ekber Ertürk, 10. sayfada devam bu haberinde okuyuculara şunları aktarmış:
“Adıyaman Müftüsü Mehmet Taşçı, yılbaşı kutlamanın aşağılık kompleksi olduğunu Müslümanların yılbaşını kutlamalarının kimlik ve kişilik bozukluğu anlamına geleceğini belirtti. Müftü Taşçı ayetlere atıfta bulunarak da “Hıristiyanları Dost Edinmeyin ” dedi. Müslümanlar için yılbaşının hicri takvime göre başladığını ifade eden Taşçı; 31 Aralık’tan sonra yeni bir yıla başlayacağız. Tabi bu miladi yılbaşı bizim adetimizle ve dinimizle hiçbir alakası olmayan bir gündür. Bizim bu yıl yılbaşımız 20 Ağustos Perşembe günü ile başlamıştır. Ve biz şu anda yeni yılımızın içersindeyiz.. ifadesini kullandı. Bizim başka bir modele ihtiyacımız yok . Peygamberimiz ve sahabelerimiz ve Kur’anımız bize model olarak yeter diyen Taşçı sözlerini şöyle sürdürdü: Bir Müslüman’ın Müslümanlara ait olmayan özellikle yılbaşı gibi, Hıristiyan alemine ait olan bir adeti baş üstünde tutup onu kutlamaya çalışması başta kişiliğini, ardından da kimliğini kaybetmesi demektir. Siz hiç dünyada kurban kesen Yahudi ve Hıristiyan veya bizimle beraber oruç tutan Yahudi ve Hıristiyan gördünüz mü? Bizim herhangi bir ibadetimizi ve güzel adetlerimizi yaşayan Gayri Müslim gördünüz mü ? BU DÜPEDÜZ AŞAĞILIK KOMPLEKSİDİR.
Kendisinin laik Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşamadığını ve yürürlükte olan Türkiye Cumhuriyeti anayasası ve kanunlarına saygısı olmadığını sandığımız Adıyaman Müftüsü’nün bu fetvasını eleştirmeden önce Türk Halkının uluslararası bir çok devletin kullandığı Miladi Takvime göre yılbaşının 1 Ocak’ta başladığını 698 sayılı Kanun Hükümlerini açıklayarak kendisine hatırlatalım. Takvimde tarih mebdeinin (başlangıcının) tedbili (değiştirilmesi) hakkında 698 sayılı Kanun Hükümleri şöyledir:
Kanun Numarası: 698
Kabul Tarihi: 26/12/1925
Yayımladığı Resmi Gazete Tarihi: 02/01/1926
Yayımladığı Resmi Gazete Sayısı: 260
Madde 1 – Türkiye Cumhuriyeti dahilinde resmi Devlet takviminde tarih mebdei olarak beynelmilel takvim mebdei kabul edilmiştir.
Madde 2 – 1341 senesi kanunuevvelinin 31 inci gününü takip eden gün, 1926 senesi kanunusanisinin birinci günüdür.
Madde 3 – Hicri kameri takvim öteden beri olduğu üzere ahvali mahsusada kullanılır. Hicri kameri ayların mebdeini rasathane resmen tespit eder.
Madde 4 – İşbu kanun neşri tarihinden muteberdir.
Madde 5 – İşbu kanunun ahkamını icraya İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
Her yıl başında Türk insanlarına kendisini din adamı(!) olarak takdim eden bazı kişilerin laik Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluş Felsefesi’ne ve Anayasası’nın 2’inci ve devamı hükümleriyle belirlenmiş Temel İlkelerine ve Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına açıkça aykırı bir biçimde Noel’in kutlanmamasına (Din Adamı unvanlı bu kişiler Türk Halkının yüzde 99’unun gerçekte 24 Aralık’taki Noel’in kutlamadıkları sadece, 1926 yılından beri yani 94 yıldır 31 Aralık gecesi yeni yılı kutladıkları halde dillerine pelesenk ettikleri bu NOEL saptırmalarına ilişkin demeçlerine alışmıştık. Ne var ki bu yıl yukarıda alıntısını yaptığımız “Neresinden tutsanız elinizde kalacak” olan bu fetvasıyla Adıyaman Müftüsü bir adım daha ileri giderek aşağıdaki alıntı yaptığımız 698 sayılı kanunun 2. Maddesi’ni yok sayarak Türk vatandaşlarına açıkça diyor ki;
“Şeriat Hükümleri gereği bizim bu yıl yılbaşımız 20 Ağustos günü başlamıştır. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’nin halen yürürlükte olan 898 sayılı kanunun 2’inci maddesine uymayınız. Bu cüretkar din görevlisi vatandaşımız, açıkça Türk Ceza Yasası’nda mutlaka müeyyidesi olduğunu düşündüğümüz bir eylemi fütursuzca gerçekleştiriyor. Bir Türk vatandaşı olarak bu konuda yetkili Cumhuriyet Savcılarımızı göreve davet ediyorum.
Adıyaman Müftüsü bununla da yetinmiyor ve ilave ediyor; “Kimlik ve kişilik bozukluğu olanlar, yine aşağılık kompleksi olanlar yılbaşını kutlar” diyerek sadece ve sadece ertesi gün, yeni bir yıl başladığı için 31 Aralık gecesi ailesiyle 1926 yılından beri 94 yıldır kendince eğlenen o gece aile bireyleriyle yemek yiyen, birlikte tombala oynayan, piyango bileti (!) almışsa (!) radyoları başında ikramiye çekilişlerini bekleyen ve 1972 yılından beri de televizyonlardaki yılbaşı eğlence programlarını izleyen Türk Halkı’na açıkça hakaret ediyor.
Her türlü olumsuzluklara karşın, 2021 yılının Türk Milletine ve bütün mazlum uluslara hayırlar, sağlık ve mutluluklar getirmesini Yüce Rabbimden diliyorum.