Hükümetimizin kurulduğu günlerde kamuya yayınladığı genelgelerden biri de Tasarruf Genelgesi idi. O günlerde biz sade vatandaşlar bu genelgeye pek inanmamakla birlikte yine de “olur mu olur” diyerek sabırla neticeyi beklemeye başlamıştık.
Çünkü o günlerde basında çıkan olumlu haberler kederli yüreklerimize serin sular serpiyordu. Öncelikle Başbakanlık’ta yüzde 90 araç tasarrufuna gidilecek, kamu hizmetindeki araçlara kısıtlama gelecek, taşıt tasarrufuna uymayan kurumlar cezalandırılacak. 80 bin lojman satılacak, gereksiz sekretere şovuna son verilecek, ayrıca bu genelgeye uymayanlar cezalandırılacaktı.
Aradan geçen onca zamana karşın değişen pek şey olmadığı gibi eskilerinin üzerine yenileri eklendi. 80 bin lojman satılacakken üstüne üslük 7 bin lojman daha ilave edildi! Araç saltanatına hızla devam! Hem de en son model araba alımlarıyla beraber devam! Sekreter sayısı ise 3’ü bile az bulan milletvekillerimizin olduğu söylentilerinin yanı sıra telefon giderleri yüzde 100 artırılıp, özel görüşmelerinin faturaları da biz sade vatandaşlara yükleniyor. Hani Tasarruf Genelgesi’ne uymayanlar cezalandırılacaktı? Hani dar boğazdaydık? Hani bu gibi savurganlıklara son verilecekti? Önceki hükümetlerin devamıymış gibi yani eski hamam eski tas savurganlığa devam!
Yukarıda da dediğim gibi sorumsuzca devam eden bu duyarsızlıklarının faturalarını bir şekilde ödemek yine biz sade vatandaşlara düşüyor. Oturduğum sitenin bahçe kapısının önüne sabahları Milli Savunma’dan Milli Eğitim’e kadar kamu görevi yapan kişilere tahsis edilen özel araçların sayısı hiç de azımsanacak gibi değil! Bu sadece benim çevremde gördüklerim… Özel şoförlü araç savurganlığı! Bunu yurt geneline yaydığımızda vahim sonucu bir düşünün.
Bu konuda Maliye Bakanımız Sayın Sümer Oral basına verdiği bir demeçte, kamunun elindeki araçlara sadece akaryakıt bakım ve onarımı için geçen yıl 61 trilyon harcandığını söylüyordu.
Düşünüyorum da bu savurganlıkla saçı bitmemiş yetimlerin hakkı nasıl ve ne zaman gülebilir ki? Gidişat ortada! Görünen köye kılavuz gerekmez.
Bu sorumsuzluğun ve savurganlığın tohumları rahmetli Özal döneminde atılmış olup, geriye bıraktığı en olumsuz mirastan sadece biri! Zamanın basını isteyerek veya istemeyerek buna aydın geçinen bazı kesimler de dahil bu savurganlığı destekleyip alkış tutmuşlardı. Sonuçsa ortada!
Sevgili aziz yurdumuz, şu an IMF’nin en çok borçlu ülkeler listesinin başında. Bu borcun altında da bugüne değin nasıl kalkacağımızı da henüz bilemedik…