Yaşadığımız bu selin ardından trafolar tahrip olduğundan uzun süre elektriklerimiz kesildi, sularımız akmadı, fırınlar ekmek çıkaramadı. Kara gün dostu Kızılay halka ekmek ve tankerlerle su dağıttı. Gaz ocaklarımız için gaz şöyle dursun parmak kadar mumlar dahi karaborsaya düştü!
Bugün sevgili ilçemizde buna benzer bir sel olayı yaşanmadıysa elbette önce yüce Tanrı’ya sonrada BUSKİ görevlilerinin duyarlı çalışmalarına borçluyuz. Ellerine ve yüreklerine sağlık.. Geçen yazıma iliştirdiğim fotoğraf karelerinde de görüldüğü gibi dere yatağının içi çerçöp atıklarıyla birlikte adeta kendi kaderine terk edilmiş konumdaydı. Ve bu yağmurdan çok kısa bir süre önce bir sabah BUSKİ’nin temizlik elemanları iş makineleriyle gelip dere yatağının içini ve çevresini temizleyip piri pak etmiş olduklarından o gece çok şiddetli yağan yağmur sularıda yanı başımızdaki dereden çevrelerine zarar ziyan vermeden Marmara Denizi’nin sularına karıştılar.
Diogenes’i gün ortasında elinde Fener’le yollarda dolaşırken görenler kendisine ne aradığını sorarlar. O da “Adam gibi adam arıyorum” derken Hazreti Ömer de bulunduğu bir toplantıda hizmetten söz açılmış, şayet servetiniz olsaydı ne yapardınız? sorusuna herkes bir şey söyler. Kimi yol, kimi han, kimi hamam, kimi de fakirlere yardım ederdim derken Hazreti Ömer; oturduğu yerden ayağa kalkar ve “Ben olsam adam yetiştirirdim, adam” cevabını verir.
A. Einstein ise bu konuda bakın o da ne diyor?
Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının eğitimine bağlıdır. Doğru söze ne denir? Gün be gün artan kuralsızlıklar nedeniyle sevgili ülkemde normal yaşam, gerçekten zorlaşır oldu. Nedeniyse iyi niyetli olsalar bile ufku dar açıdan bakanların yoğunluğu, şark kurnazlığını marifetmiş gibi benimseyip geçici de olsa saltanat sürdüğü bir de hacı yatmaz gibi her devrin adamı olanlar, velhasıl doğrularla yanlışların iyice harmanlandığı günümüzde aklı başında ufka geniş açıdan bakan insanların birbirlerine bu kaos ortamının nasıl düzeleceğini sorar oldular.
“Kalp, deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur” diyen tasavvuf aleminin ölümsüz isimlerinden Mevlâna’nın bu sözünü şu an anımsamamak mümkün mü?
Dün geceki şiddetli fırtınadan sonra bu sabah kıyıya vuran atık yığınlarına bakıyorum da, şahsen ben insanlığımdan utanıyorum.
-SÜRECEK-