Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--

Testinin içinden çıkan belgeler187 defa okundu

kategorisinde, 05 Ağu 2024 - 02:58 yayınlandı.
Testinin içinden çıkan belgeler

İnsanoğlu yaşamı süresince ne zaman başı maddi manevi dara düşse, Tanrı’dan yardım diler ve bir mucize olsun isterse de peki bizler bu sözcüğün derin anlamını yeterince biliyor muyuz?

Bu konuda bilgin Paulo Coelho “Akrada Bulunan El Yazması” kitabında bu konuya değinerek şöyle diyor:

Mucizeyi bir çok şekilde tanımlayabiliriz. Doğanın kurallarına karşı gelen, korkunç durumları tersine çeviren, dertlere deva zihinlere rüya olan şeylere, akıl almaz karşılaşmalara ve istenmeyen ile yüzleşme anında araya giren ilahı güce, mucize diyebiliriz. Bütün tanımlar doğrudur. Ancak mucize, bundan çok daha öte bir şeydir ve kalplerimizi ansızın sevgiyle doldurur. Böylelikle bizi var eden Tanrı’nın lütfu karşısında saygıyla eğiliriz. ‘Ey Tanrım, her gün bize gösterdiğin mucizeleri bugün de göster’ deriz. Yalnızken ve kederliyken gözlerimiz etrafımızda olup bitenlere açık olur. Çiçeğin açtığını, yıldızların gökte kımıldadığını, uzaklarda şakıyan kuşların ya da yanı başımızda mırıldanan çocukları es geçmeyelim. Bazı önemli şeyleri başkalarının yardımı olmadan kendi başımıza keşfetmemiz gerektiğini anlayalım. Böyle anlarda yalnız olmadığımızı hissedelim. Bütün korkularımıza rağmen yolumuza devam edebilelim. Her şeyi anlayıp açıklama alışkanlığımıza karşın açıklanamaz olanı da kabullenelim.

Sevginin asıl gücünün içinde barındırdığı karşıtlıklardan geldiğini kavrayalım.

Sevgi; varlığını değiştirerek sürdürür, zorluklarla karşılaşmadan kalarak değil. Mütevazi insanların yüceltildiğini ve kibirlilerin aşağılandığını her gördüğümüzde mucizeye bir kez daha tanık olalım. Nasıl ki dağın tepesine uzanan bir çok patika varsa hedefimize ulaşmamız için de bir çok yol bulunur. Yürümeyi hak eden tek yolu yani sevginin görünür hale geldiği yolu görüp seçebilelim. Yine de senin mucizelerini görmeyi başvurduğumuzda bizi bağışla.

Başkalarının içinde sevgi uyandırmadan önce kendi içimizde uyumakta olan sevgiyi uyandırabilelim ki, şefkati, şevki ve saygıyı ancak bu şekilde kendimize yaklaştırabiliriz. Kendimize ait mücadeleleri irademizin dışında itildiğimiz mücadeleleri ve kader yolumuza çıkardığı için girişmemiz gereken mücadeleleri birbirinden ayırt edebilelim.

Gözlerimiz açılsın ve nefes almaya, düş kurmaya ve güneşin altında yürümeye devam edebilelim. Mucizeler doğanın yasalarına aykırı olarak gerçekleşmez aslında. Bizler doğanın yasalarını bilmediğimizden öyle zannederiz. Bütün bunları başardığımız anda başımızı saygıyla eğerek şöyle diyebiliriz. Kördüm ve artık görebiliyorum. Dilsizdim ve artık konuşabiliyorum. Çünkü Tanrı’nın mucizeleri içinde gerçekleşiyor ve kaybettiğimi zannettiğim her şey bana döndü. Mucizeler işte böyle gerçekleşir. Perdeleri yırtıp her şeyi değiştirseler de perdelerin ardında olup bitenleri göstermezler bize. Gölgelerin ve ölümün vadisinden yara almadan kaçmamızı sağlasalar da bizi mutluluğun ve ışığın dağlarına hangi yoldan götürüldüklerini söylemezler. Kırılması imkansız kilitlerle kapıları hiçbir anahtar kullanmadan açarlar. Emek sayesinde buğdayı ekmeğe, sabır sayesinde üzümü şaraba, düşlerde dirilme sayesinde ölümü yaşama dönüştürürler. Ey Tanrım her gün bize gösterdiğin mucizeleri bugün de göster.

NOT: Konuyla ilgili kısa bir açıklama…

1945 yılında Mısır’ın Hamrah Dom bölgesindeki bir mağaranın içinde tesadüfen bir testi bulunur. Testinin içinde Hıristiyanlığın ilk yüz yılı ile Milattan Sonra 170-180 yılları arası Papirüslerin üzerlerine elle yazılmış onlarca metinler vardır. Asırlar arası uzun ve çok yorucu uğraşlar sonu 1952’de Mısır’da Kral Faruk idaresine karşı yapılan darbenin ardından kısa bir süre sonra bu el yazmalarının ulusal miras olarak büyük bir kısmı Kahire’deki Kıpti Müzesi’ne teslim edilir.

Google News Mudanya Haberleri Telegram MUDANYA Kanalı
Haber Editörü : Tüm Yazıları
Ankara Mektupları
YORUM YAZ