Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
BIST 4,975
DOLAR 19.01
EURO 20.39
ALTIN 1,210.97
mecidiyeköy escort

Vizyon sahibi olabilmek100 defa okundu

kategorisinde, 09 Mar 2023 - 19:03 yayınlandı.
Vizyon sahibi olabilmek

Pedagoglar, “Oğlunuz büyüyünce ne olmasını istiyorsanız, siz aslında o’sunuz” derler.

Ülkemizdeki aile yapısında baba evi hakimdir. İstisnalar olsa da genelde bu böyledir.

Çünkü baba, evin reisi, soyadını aileye veren kişidir. Babalar özellikle erkek evlatlarının kendilerine benzemelerini isterken kendisi gibi konuşanını kendisi gibi düşünen çocuklarını bir başka kayırır, kollarlar. Bu konuda yapılan iltifatlar da onun hoşuna gider.

Mesela bir babaya “Oğlunun yürüyüşü sana benziyor” derseniz onu gerçekten mutlu etmiş olursunuz. Ayrıca bir gelenekte eşiyle iyi geçinmek isteyen bir anne, oğullarının baba ile benzeşmesine ve onun etkisinde kalmış olmalarına içerlese de, genelde doğal karşılar. Bu düşünceyi geçmişe dönük uygularsak Osmanlı kültürünü elden bırakmamış, yeniliklere kapalı Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını padişahlık düzenini yıkan kişiler olarak görüp, sevmeyen insanlar da olduğu anlaşılır. Üstelik bunların sayısı az da değildir.

Bu sevgisizlik kuşaktan kuşağa taşınarak günümüze kadar geldi. Bir insan; bilmediği, tanımadığı şeyi sevmez. Ona hoş görüyle yaklaşamaz. Bu insanlar Atatürk’ü tanımadıkları için sevmiyorlar. Tanıtmazsanız kabahat sizdedir. Tanıyacak ki, yaptıklarını değerlendirsin, onu takdir etsin. Büyüklüğü önünde bütün dünya gibi o da saygıyla eğilsin. Tanımamak bir yana maalesef bir de yanlış tanıyanlar var. Yanlış tanıyor, çünkü bilgileri kulaktan dolma yahut bilhassa yanlış tanıtılmış ki; sevmesin, uzak dursun. Bunu yanlış bilgilendirme zehirlerinin panzehiri doğru bilgilendirmektir.

Doğruyu anlatacaksın ki adam, “Ben şimdiye kadar yanlış biliyormuşum, işin doğrusu buymuş” dersin. 

Atatürk, Türk Milleti’nin çıkardığı son büyük kahramandır. Bir milletin kahraman çıkarması kolay iş değildir. Başarı gösteren her devlet adamı kahraman olamayacağı gibi, bu sıfatın halk tarafından kabul edilmiş ve kalıcı olması da gerekir.

Dünya tarihi birçok kahraman görmüştür. Ama onun dışında hiçbiri günümüzde halk tarafından bir önder olarak kabul edilmemektedir. Aziz Atamızı ölümsüz kılan onun fikirlerinin her devirde geçerliliğini koruması, güncelliğini yitirmemesidir. Bu niteliği onun fikirlerinin evrensel olduğunu gösterir.

Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ü unutturacak bir kahraman daha çıkarabilir mi?

Kanımca çıkamaz! Çünkü Atatürk sevgisi, Türk halkının gönlünden söküp atmak imkansızdır. O halde önce liderin tanımını yapmak gerekmektedir. Bu kahraman önce liderlik vasfını taşıyan biri olmalıdır. Lider demek, Parti Genel Başkanı demek değildir.

Fazla geriye gitmeye gerek yok. Son 20 yıl içerisinde göreve gelen parti genel başkanlarına bakacak olursak bunlar arasında ‘liderlik’ tanımına uymayan çok kişi görülebilir. O halde kısaca liderin tanımına kısaca bakmakta yarar var.

Lider hayatı boyunca bütün varlığıyla bir ideale inanmış, onu gerçekleştirmek için her koşul altında uğraş vermiş, geniş halk kitlelerini arkasına alarak bu yolda taviz vermeden yürümüş bir insandır. Lider ile kahraman arasındaki fark, kahramanın bu ideali gerçekleştiren kişi olmasıdır. Yeni çıkacak liderin ideali Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Atatürk’ün işaret ettiği çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmak olmalıdır. Yolsuzlukla mücadele etmek en çok kazanan ile en az kazanan arasındaki farkı azaltmak devlette rüşveti önlemek, sağlam hizmetlerini ıslah etmek, işsizliği önleyecek tedbirler almak, eğitim ve öğretimin daha ulusal bir çizgiye çekmek az bunlar kadar önemli diğer bir konuda ülkemizin içinde bulunduğu borç batağından kurtulması.

Günümüzde borçsuz ülke yoktur. “ABD’nin bile şu kadar milyar dolar borcu var” diyenlerimiz olabilir. Ancak Türkiye kendine has şartları olan bir ülkedir. Kendisine süper güçlerden bir model olacaksa bu örnek salt borçlanma konusu olmamalıdır.

Gazi Mustafa Kemal, 6 Mart 1922’de Meclis’te yapmış olduğu konuşmasında sanki bugünü görmüş gibi şöyle der:

Avrupa’nın bugün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilmiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi.

Hâlbuki hangi İstiklal vardı ki, ecnebilerin nasihatleriyle ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?

Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir. İşte bu ileri görüş, liderliğin mutlaka olması gereken vasfıdır. Ve batılıların vizyon dedikleri şey budur.

Aziz Atatürk’ü anladıklarını ve O’nun izinden gittiklerini iddia eden yöneticilerimiz bu konuyu ne yazık ki hep ihmal ettiler.

Google News Mudanya Haberleri Telegram MUDANYA Kanalı
Etiketler:
Haber Editörü : Tüm Yazıları
Ankara Mektupları
YORUM YAZ