Hasanbey Mahallesi Üzümyemez Sokak’ta kendini bilmez sokak kabadayısı yıllardır sokağı zapt etmiş, kimseyi o alana sokmuyor! Park edeni de hemen çektiriyor!
Sokaklar kamusal alandır. Her yurttaşın faydalanması gerekmez mi?
Sadece bir kişi faydalanıyor! Dur diyen de yok!
İki kez tartıştığım bu şahıs adeta mülkiyetine sahipmiş gibi kendi sokağımızı bize dar ediyor. Bir keresinde bir yakınımın beni ziyaretinde bir kaç saatliğine park etmek istediğinde, ofislerindeki gençlere rica ettiğimde müsaade etmedikleri gibi ertesi sabah beni ağza alınmayacak sözler sarf etmekle kalmadı, “Sen çocuklarıma nasıl bağırırsın. Seni yere sererim, seni öldürürüm” dedi.
Gülüp geçtim…
Aradan bir yıl geçti. Eşiğimin dibinde motosikletini elinde tornavida ile tamir yapıyordu. “Benimle konuşmuyorsun ama kapımın önünü sanki yer yokmuş gibi inadına meşgul ediyorsun. Utanmıyor musun?” demeye kalmadı, elindeki tornavida ile saldırdı, ümüğümü sıktı! Boğazımdaki kendi yapım kolyemi kopardı, tehdit etti, seni yaşatmam dedi!
Acilen 112’yi aradım. Polisler geldi. Bana, ‘hadise nedir’ dediler.
“Şu gördüğünüz motosiklet onun. Şu sehpa onun. Şu barikat levhası onun, şu kum torbaları onun. Üstü kapalı minibüs tipli araba onun. 7/24 365 gün ona tahsisliymiş gibi kimseyi koymuyor. Hatta bordür taşlarının üzerini kırmızı yağlı boya ile işaretleyerek adeta sınır çizilmiş” dedim.
Hakarete uğruyorum, beni tehdit ediyor, sürekli korku imparatorluğu oluşturarak kimseyi o alana sokmamakta…
Polisler, “Seninle onu karşı karşıya getirmeyeceğiz” diyerek biri benim yanımda kaldı, diğeri sokak kabadayısına gitti!
Ne konuşuldu, ne söylendi, dönüp arabasına binip gittiler.
Sabah oldu emniyete gittiğimde, karakol amirine götürdüler.
“Şikayetçi olmamışın; polislerle emniyete gelip şikayette bulunacaktın. Mahkemeye sevk ederdik” demişti.
Ben de dedim ki; mahkemeler ölümlü vakalara dahi bakmakta zorlanıyorlar. Bir vatandaşa tehdit, şantaja mı mahkeme ceza verecek. Ben idari tedbir olarak çözüm arıyorum!
“Bizim öyle yetkimiz yok. Asayiş vuku bulursa gereği yapılır” denildi.
Oysa orada bir işgal var. İşgal gerekçeleri var. Gelen görevli bunları sorgulaması lazımdır!
Ayrıca trafik memuru ve zabıtayı da çağırması lazımdı. Hatta sokağın sakinlerinin ifadeleri alınması lazımdı. Sadece ben zılgıt işitmedim! Diğer sokak sakinleri de muzdarip kalmışlardır.
İtle dalaşmaktansa çalıyı dolaşmayı tercih ediyorlar, yani susuyorlar!
Kendi apartmanında iki araba sahibi arabasını bir gün koymuş değildir!
Bu olayı Mudanya Belediye Meclisi toplantısına iştirak ederek onlara da yani Başkan’a da intikal ettirdim.
Gelin görün ki, tık yok! İlgilendiler mi, ilgilenmediler mi onu da bilmiyorum!
Bir sokak kabadayısını durduran devlet gücü yok! Yaşlı ve kalp sorunlu vatandaş hatta aynı sokağı, dairemi aldım alalı kullanan biriyim. Böyle kendini bilmeze ‘dur’ diyecek çıkmazsa, kalbim ne kadar bu çirkefliğe dayanır bilemem!
O adamı görmem bile vücut kimyamı bozuyor!
Lütfen nefes alacak sokağımı halka açınız.
Yetkililerden bunu istiyorum.
Kazım BOZDOĞAN – 0506 420 80 88