Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--

Mustafa İsmet İnönü1791 defa okundu

, kategorisinde, 25 Ara 2023 - 21:42 yayınlandı.
Mustafa İsmet İnönü

24 Eylül 1884’te İzmir’de doğan ve 89 yıllık yaşamından sonra 25 Aralık 1973 tarihinde yaşama veda eden asker, diplomat, siyasetçi, devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci Cumhurbaşkanı Mustafa İsmet İnönü’yü bir Mudanyalı olarak saygı ve rahmetle anıyorum. Ruhu şad, mekânı cennet olsun!

***

İlk ve Askeri Ortaokulu Sivas’ta okuyan M. İsmet’in yaka numarası 32’dir. İnönü, o günleri anlatırken, “Ben kabiliyeti sonradan keşfedilmiş bir çocuktum. Sivas Ortaokulu’nda bir sene sınıfta kaldım” açıklaması ile ne kadar gerçekçi ve dürüst olduğunu görüyoruz.

Sivas Mülkiye Lisesi’nin 5. sınıfından sonra 1901 yılından sonra Topçu Okulu’nu Teğmen olarak bitirir. 1906 yılında Erkan-ı Harbiye’den Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle mezun olur.

31 Mart olayında Hareket Ordusu Karargahı’nda kurmay subay olarak görev yapar. Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde Kolordu Komutanı olarak Mustafa Kemal Paşa ile birlikte bulundu. Halep’te 7. Ordu’nun oluşturulmasında görev aldı. Filistin Cephesi’nde 20. Kolordu Komutanlığı’na atanan M. İsmet, Kurmay Albay olarak Mustafa Kemal Paşa ile 7. Ordu’da görev yaptı.

MİLLİ MÜCADELEYE KATILMASI

Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan önce rahatsızlığı nedeniyle İstanbul’a çağrılan Kurmay Albay İsmet, Harbiye Nezareti’nde müsteşarlığa atandı. Askeri Şûra Muamelat-ı Umumiye Müdürlüğü’ne, bir ara da Jandarma ve Polis Örgütü’nün komisyonunda görev yaptı.

Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Mustafa Kemal Paşa İstanbul’da Şişli’de bir evde Kurtuluş Mücadelesi’nin planları üzerinde çalışırken, arkadaşlarından biri de Kurmay Albay Mustafa İsmet’ti. Bu çalışmaların bir anında Mustafa Kemal Paşa, İsmet Bey’e sorar:

“Mesela hiçbir sıfat salahiyetin olmaksızın Anadolu’ya geçmek ve orada kurtuluş çarelerini aramak için en müsait mıntıka ve beni o mıntıkaya götürecek en kolay yol neresi olabilir?”

Albay İsmet bu soru karşısında; “Mıntıkalar çok! Yollar çok! Yeter ki karar verilsin” cevabıyla Mustafa Kemal Paşa’ya desteğini açıklamıştır.

Artık Mustafa Kemal Paşa, Ankara’dadır. Albay İsmet, Mustafa Kemal Paşa’nın çağrısıyla 9 Nisan 1920’de Ankara’ya varır. Artık Kurtuluş Mücadelesi’nin sonuna kadar birliktedirler. Bu arada, O da, Mustafa Kemal Paşa gibi İstanbul Hükümeti’nin gazabına uğrar. Hakkında idam fermanı yayımlanmıştır.

10 Kasım 1920 Garp (Batı) Cephesi Kuzey Kesimi Komutanlığı’na atanır. Çerkez Ethem’in ayaklanmasından sonra Garp Cephesi Genel Komutanlığı’na atanır.

Birinci İnönü Muharebesi’nde gösterdiği başarıdan sonra Generalliğe (Paşa) terfi eder. İkinci İnönü Muharebesi’nden sonra da Orgeneralliğe terfi eder.

İkinci İnönü Zaferi’nden sonra Mustafa Kemal Paşa’ya gönderdiği, “Düşman binlerce ölüsüyle doldurduğu savaş meydanını silahlarımıza bırakmıştır” diye çekilen telgrafa Mustafa Kemal Paşa cevaben, “Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makûs talihini de yendiniz. İstila altındaki topraklarımızla beraber bütün vatan, bugün en ücra köşelerine kadar zaferinizi kutluyor” diyerek O’nu onurlandırmıştır.

İsmet Paşa, Sakarya Meydan Savaşı’nda, Dumlupınar (Büyük Taarruz) Meydan Savaşı’nda Mustafa Kemal Paşa’nın yanında, birlikte kurtuluşa imza atmışlardır.

ASKERLİKTEN DİPLOMASİYE GEÇİŞ

İsmet Paşa, Mudanya Ateşkes görüşmelerine atandığı andan itibaren onurla sürdürdüğü askerlik görevinden diplomasiye geçiyordu. Mudanya Ateşkes Antlaşması’nın dilediğimiz sonuçla imzalanmasında şüphesiz İsmet Paşa’nın payı büyüktür.

İsmet Paşa aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin onurunu müttefikler karşısında hep öne saflarda bulundurmuştur.

Nasıl mı? Bir örnek…

İngiliz, Fransız ve İtalyan delegeleri Mudanya İskelesi‘ne inerler. İsmet Paşa onları karşılamak için yaverini gönderir. Onlar: “Bizim rütbemiz General, dolayısıyla bizi bir generalin karşılaması gerekir” diye tepki gösterirler. Yaver durumu İsmet Paşa’ya nakleder.

İsmet Paşa da; “Biz galip devletiz. O nedenle bildiğimiz şekilde hareket etmekte özgürüz. Bu şekilde karşılanmayı kabul etmek zorundasınız” diyerek haber gönderir. Ve o generaller maiyetleriyle birlikte, caddeye asılmış bulunan Türk Bayrakları’nın altından geçerek Mütareke binasına varırlar.

Mudanya Ateşkes Konferansı’nda imzalanan kararla Avrupa’nın Müttefik Devletleri (İngiltere, Fransa ve İtalya) Ankara’daki Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin fiili varlığının yanında siyasi ve hukuki varlığını da kabul etmiş oluyorlardı. Bu kabul aynı zamanda Mondros Ateşkes Antlaşması’nın da yok olduğunu ifade eder.

İsmet Paşa Mudanya ile, Mudanya da İsmet Paşa ile tarihteki yerini almış oluyordu. Mudanya bir “Barış Kenti” olarak İsmet Paşa’ya vefa borcunu yerine getirerek, O’na karşı saygısını daima gösterecektir.

Mudanya Ateşkes Konferansı’ndan sonra Dünya Devletleri ile İsviçre’nin Lozan kentinde barış için toplanıldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni yine İsmet Paşa temsil ediyordu. 21 Kasım 1922 tarihinde başlayan Lozan Konferansı, 156 gün aradan sonra 23 Nisan 1923’te yeniden başlayıp 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile Yeni Türk Devleti’nin varlığı bütün dünya devletleri tarafından onaylanmış oluyordu.

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI’NIN İLK İMZASI

Lozan Barış görüşmelerini gazeteci olarak izleyen  Ali Naci Karacan’ın anlatımından:

“Reis’in imzaya daveti üzerine, konferans Genel Sekreteri Mösyö Massigli yerinden kalkarak İsmet Paşa’ya doğru geldi. Kendisini selamladı ve: – “Buyurunuz, evvela zatı devletiniz imza edeceksiniz” dedi.

Bu ilk imza devletler tarafından Türkiye’ye karşı bir şeref olarak takdim edilmekte idi.

İsmet Paşa yerinden kalktı, oradaki masaya doğru yürüdü ve masanın tam ortasına gelince durdu. Sağ elini, Jaguette à taille’ının (gündüzleri giyilen resmi giysinin) iç cebine götürerek oradan renkli bir mahfaza çıkardı, açtı, içinden bir altın kalem aldı ve Gazi Mustafa Kemal’in, vatanının kurtarıcısı Büyük Ata’nın anlaşmayı imzalamak üzere kendisine gönderdiği tarihi kalemle, ayakta, biraz eğilerek, Genel Sekreter Massigli’nin önüne koyduğu antlaşmaya 24 Temmuz 1923 tam saat 3′ü 9 geçe imzasını attı.

Tarihi an işte o andı. İşte o andı ki, 24 Temmuz 1923 Salı günü saat tam üçü dokuz geçe, İsmet Paşa’nın attığı bu imza ile Osmanlı İmparatorluğu tasfiye edilmiş ve yeni Türkiye Devleti kurulmuş oluyordu. Aynı zamanda 9 yıllık genel Avrupa Savaşı, o imzanın atıldığı anda 24 Temmuz 1923 Salı günü saat tam üçü dokuz geçe bitiyordu.”

23 Temmuz 1923’te büyük bir siyasi zafer olan Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nde Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevlerini yapmış olan İsmet İnönü ölümüne kadar çalışmalarını sürdürmüş önder liderlerden biridir.

O, siyasi ve diplomasisi sayesinde ülkemizi İkinci Dünya Savaşı’nın dışında tutmuş, çok partili siyasi yapılanmanın yolunu açmıştır. 1950 seçimlerinden mağlup çıktığı halde, “Bu benim en büyük siyasi zaferimdir” diyebilecek kadar büyük bir insandı.

Yazımızı O’nun şu sözü ile noktalayalım:

“Bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memleket için kurtuluş yoktur.”

Google News Mudanya Haberleri Telegram MUDANYA Kanalı
Haber Editörü : Tüm Yazıları
Mudanya Bizim | 47 köy ve mahalleleriyle
YORUM YAZ