Depremler öncesinde her gün basına yansıyan haberlerin içinde dikkatimi çeken başlık şöyleydi: “Ensar, çocuklara eğitim kanalı ile propaganda yapıyor” demesi ilk bakışta ilgimi çekti. Daha sonra dikkatlice okuduğumda; ortaya çıkan dini vakıfların eğitim içindeki pozisyonlarının her geçen gün artmasıydı…

Türkiye’yi sarsan çocuk istismarı ile gündemde olan Ensar Vakfı, her zaman olduğu gibi Eğitim Bakanlığı’nda güçlü bir kadrolaşma içinde olmasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı ile Ensar Vakfı’nın ortaklaşa tertip ettikleri ortaokul ve liselerde ödüllü “Kitap okuma yarışması” ile ilgili oluşturulan; ülke genelinde 6 farklı kategoride kitap okuma yarışması ortaokullarda 6 ve 7. sınıf öğrencileriyle, liselilerin hazırlık ile 9., 10. Sınıf öğrencileri katılacak…

YARIŞMAYI ENSAR VAKFI İLE EĞİTİM BAKANLIĞI DÜZENLİYOR

Konunun en önemli tarafı Ensar Vakfı’nın hazırladığı kitaplardan yarışmacıların sorumlu olmalarıdır.

“40 derste ahlak” bu kitapta öne çıkan;  kadınlara yönelik ayrımcı ifadeler yer alıyor.

Konulara gelince: “Bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur, birde kocasına itaat ederse, ona ‘Haydi cennetin hangi kapısından girersen gir’ denir…

Erkeklere gelince: ‘Erkeklerin hayâ ve iffeti güzeldir. Fakat kadınların hayâ ve iffeti ondan daha güzeldir.’, ‘Bunlar bir kadının en değerli kılan hususun iffet olduğunu söylüyor.’, Aynı Kitaptan arkadaşlık ve dostluğun temelinde sevgi ve saygı vardır. ‘Allah’ın rızasına uygun arkadaşlık ve dostluklar kişileri fenalık ve kötülüklerden uzaklaştırır.’ ‘İslam inancına uygun olmayan dostluklar ise insanları sıkıntıya sokar.’ denmekte…

Ortaokul ve liselerde din ve kültür öğretmenleri bu konuda bilgisiz mi? Bu gibi yarışmaları din ve kültür öğretmenleri neden yapmazlar? Bu kadar sene dini eğitimi almış olan bu öğretmenlerimizin bilgilerine güvenmeyen bir iktidarın oluşumu nasıl açıklanabilir?  Yarışmanın Ensar Vakfı ile düzenlenmesinin yasal dayanağı var mı? Neden olarak; kitap okutmayı sevdirmek olduğunun altı çiziliyor…

Eğitim Bakanlığı’nın kadrolu öğretmenleri varken(!) bir dini vakfın hazırladığı kitapları öğrencilere okutmak sevdası son günlerde birçok bakanlıkların dini vakıflarla içli dışlı çalışmaları anlaşılır gibi değil! Artık Türkiye’de milli olan bir eğitim ve öğretimden bahsetmek hayalden öteye gidemez!

BURSA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ TEPKİ ÇEKTİ…

Bursa gibi muhafazakâr olan bir şehirde konunu üzerine atlayan bir eğitimciyi ilk defa tanıdım.

Belli ki(!) makamına siyasi irade ile gelmiş ve makamını koruma telaşı içinde. Bursa Milli Eğitim Müdürü olan Serkan Gür’ün bu acele etmesine gerekçesi neydi? Kentteki tüm okullara bir yazı göndererek;  söz konu olan yarışmanın uygun olduğunu söylemesine tepkiler vardı… İlerleyen günlerde tepkilerin daha artması bekleniliyor.

Eğitim- İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy’un tepkisi çok sert oldu. Başkan Toy’un konu ile ilgili tepkisi şöyle “ Çağdaş ve laik eğitim karşıtı, Atatürk ilke ve devrimleri ile Cumhuriyetin ve devrim kanunlarının temel ilkelerine aykırı düşünce ve faaliyetleri ile bilinen dini vakıflarla işbirliği yapmak, ulusal ve laik eğitimin içinin boşaltma çabalarıdır.” demesiyle, beklenen cevap verilmiş oldu.

HAFTANIN MESAJI: AK Parti iktidarının kadrolaşmasının yarattığı sıkıntı ve sorunu, 6’lı masanın nasıl ve ne şekilde çözeceği konusunda bir açıklama olmalıdır! (Mehmet AKTOPRAK)

DİPNOT: Türkiye’de yaşanan afetler sebebiyle ‘Sana Emanet Yarışması’nın ileri bir tarihe ertelendiği ve yarışma tarihleri ile ilgili bilgilendirmelerin daha sonra yapılacağı öğrenildi.